"أبرع" - Translation from Arabic to Turkish

    • başarılı
        
    • iyiyim
        
    • En iyi
        
    • işim
        
    • zeki
        
    • iyi olduğum
        
    Bu, hayatta başarılı olduğum tek şey. Open Subtitles هذا هو الشيء الوحيد الذي أبرع في القيام به
    başarılı olmaya çalışan genç bir dansçı olduğumdan beri. Open Subtitles منذ أن كنت راقصة صغيره أحاول أن أبرع في الرقص
    Bir şeyleri saklamada bundan daha iyiyim. Open Subtitles إنّي أبرع قليلًا من هذا في تخبئة الأشياء.
    Hangi konuda iyiyim, hangi konuda iyi değilim? Open Subtitles ما الذي أبرع فيه مقابل ما لا ابرع فيه
    Birçok bilim insanı En iyi yazılarını kariyerlerinin ilk 10 -15 yılında yayınlıyor ve sonrasında düşüşe geçiyor. TED معظم العلماء يميلون إلى نشر أبرع بحث لهم في السنوات العشر أو الخمس عشرة الأولى من حياتهم المهنية وهي تتراكم بعد ذلك
    Benim işim bu. Open Subtitles فقط شاهد السيّدة أثناء عملها, فهمت؟ هذا ما أبرع فيه.
    İngiltere hukuk tarihinin en zeki adamıysa olmaz. Open Subtitles ليس عندما يكون أبرع العقول في تاريخ انجلترا.
    Çünkü gerçekten iyi olduğum bir şey bulmam o kadar uzun sürdü. Open Subtitles لأن الأمر استغرق تلك المدّة لأعثر على شيءٍ واحد أبرع فيه حقاً.
    Benim de başarılı olduğum şeylerden biri bu. Demek polis? Open Subtitles إنه أحد الأمور التي أبرع فيها شرطي هاه ؟
    Sonra başarılı olduğum bir iş buldum. Uyuşturucu satmak. Open Subtitles كان هناك شيئاً وحيداً كنت أبرع فيه، ترويج الممنوعات.
    Annen bu gezegenin en başarılı bilim insanlarından biri olabilir ama konu imkansız ise uzman biziz. Open Subtitles ربما تكون والدتكِ من أبرع العلماء على ظهر هذا الكوكب ولكن عندما يأتي الأمر للمستحيل فنحن الخبراء
    Annen bu gezegenin en başarılı bilim insanlarından biri olabilir ama konu imkansız ise uzman biziz. Open Subtitles ربما تكون والدتكِ من أبرع العلماء على ظهر هذا الكوكب ولكن عندما يأتي الأمر للمستحيل فنحن الخبراء
    Fark etmediysen söyleyeyim o konuda çoktan iyiyim zaten. Open Subtitles وإن لم تلاحظ، فإنّي أبرع في الغضب.
    Hiç denemeden bile çok iyiyim. Open Subtitles انا أبرع بدون تجارب
    Hiç denemeden bile çok iyiyim. Open Subtitles انا أبرع بدون تجارب
    Herkes açılsın. Yavruları getirmek yaptığım En iyi şeydi. Open Subtitles تفرقوا جميعاً، فتفقيس الصغار هو ما أبرع فيه
    -Kılıçtan çekileceğim. -Kılıç En iyi olduğun dal. Open Subtitles ـ يجب أن أنسحب من المسايفة ـ لكنك أبرع بالمسايفة
    Çocuklar, Vernon En iyi kâğıt oyuncusudur. Open Subtitles شباب ، هذا أبرع تلامذتي في لعب الورق فيرنون
    Ortadan kaybolmak benim işim. Eskiden tabii. Open Subtitles ،الإختباء هو ما أبرع فيه ما كنتُ أبرع فيه
    Güzel görünümlü budalaları kandırmak benim işim. Hayır. Open Subtitles خداع الحمقى حسني المظهر - هو شيء أبرع به
    Sen de tuttun tuvalet çantası isteyen notumu İngiltere hukuk tarihinin en zeki adamına gönderdin. Open Subtitles أرسلت التي أطلب فيها كيس الاسفنج إلى أبرع العقول في تاريخ انجلترا.
    İyi olduğum tek şey, yürüyen bir suç laboratuarı olmam. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أبرع به أن أكون مختبر جرائم متحرك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more