"أبرهن" - Translation from Arabic to Turkish

• kanıtlayabilirim
• göstermek
• göstermeye
• kanıtlamak
• kanıtlayacağım
• ispat
• kanıtlamama
• ispatlıyorum
• kanıtlamalıyım

Size bunu kanıtlayabilirim. Birileri size şaka yapıyor.
يمكنني أن أبرهن هذا لك، شخصٌ ما يتلو عليك المُزَح

Ama duruma bakılırsa sanırım göstermek zorunda kalacağım.
ولكن نظرا للظروف أعتقد يجب عليّ أن أبرهن لك

Kitabımda senden bahsediş şeklimin seni olumlu ya da olumsuz lanse edebileceğini göstermeye çalışıyordum yalnızca.
لقد كنت ببساطة أحاول أن أبرهن أن الأسلوب الذي أكتب به عنك في كتابي يمكنه أن يصورك على نحو إيجابي أو سلبي

Bir şey kanıtlamak için sizi kavga edesiniz diye kışkırttım.
.لقد قمت بتحفيزكم يا رفاق لعراك حتى أبرهن فكرة

Bu hesabı ödeyerek sana kanıtlayacağım iki dolar ve 31 sent.
ولكي أبرهن على هذا ...سأقوم بدفع هذه الفاتورة ...لدولارين ...و 31 سنتاً

YUMURTA KAPIYA DAYANDIGINDA, AILEMI KORUYABILECEGIMI ispat ETME SANSI.
منحتني فرصة أبرهن فيها أنه حين تحتدم الأمور يمكنني أن أحمي عائلتي

Koca adam beş aylık hamile kadına vurmayı seviyor demek. Koca adam olduğumu biliyorum. Sana bunu kanıtlamama gerek yok!
ـ الرجل الكبير يحب ضرب إمرأة حامل في الشهر الخامس ـ أنا أعلم أني كبير ولا أحتاج لأن أبرهن لك ذلك

Boyun altımda bir sorun olmadığını ispatlıyorum.
أبرهن اني لا اخاف من كل شيء يقع تحت العنق

Umursamayan taraf olduğunu sanıyor. Buraya kadar. Ayaklara Kapanan taraf olmadığımı ona kanıtlamalıyım.
تعتقد أنها المستقرة ، عليّ الآن أن أبرهن لها أنني لست الواصل

Evet gelecek ve bunu sana kanıtlayabilirim.
المستقبل، وبإمكاني أن أبرهن لك هذا

Niyetini kanıtlayabilirim. - Seni cinayetle suçlarım.
و أستطيع ان أبرهن أنها جريمة قتل

Seni kullandığını kanıtlayabilirim.
أستطيع ان أبرهن لكِ أنه يستغلك ... سحقـــا.

Bunun söz konusu gece yaşananlara nasıl etki ettiğini göstermek istiyorum.
أود أن أبرهن كيف ذلك ينطبق على الليلة المعنية

Onlara neler yapabileceğimi göstermek istiyorum.
أردت أن أبرهن للجميع.

Alman halkının haklarını savunarak ve gerçekleri söyleyerek bu içten minnetarlığımı göstermeye çalıştım.
حاولت أن أبرهن عن امتناني العميق بالدفاع عن حقوق الشعب الألماني وأقول الحقيقة إلى أولئك في السلطة

Yardıma gelmiyorum, notlarını tek tek yerle bir edip sana ne kadar aptal olduğunu göstermeye geliyorum.
اوه، أنا لن أُساعد أنا قادم حتى أستطيع أن أنتزع ملاحظاتك واحدة تلو الأخرى، ولكي أبرهن لك كم انت غبي

Ben, sadece, ne zaman onun yanında olsam sanki sürekli, onunla olmayı hak ettiğimi kanıtlamak zorundaymışım gibi hissediyorum.
كلّما كنتُ معها... أشعر أنني مضطر باستمرار أن أبرهن لها أنني أستحق أن أكون معها

Sadece yaşamayı hak edecek bir olduğumu kendime ve Irene'e kanıtlamak zorundayım.
أنا أحتاج فقط أن أبرهن لـ (آيرين) ولنفسي أنني أستحق وأنني جيّد

Şu anda bunu sana kanıtlayacağım.
والآن، سوف أبرهن لك ذلك.

Evet, anlatacağım. Şimdi kanıtlayacağım.
نعم، يمكنني أن أبرهن له

Ama bunu yapmak istiyordum. Herkese bunu yapabileceğimi ispat...
ولكنّي أردت فعل هذا أردت أن أبرهن للجميع بأنّـ...

-O binaya olanlardan senin sorumlu olmadığını ispatlıyorum.
أبرهن انك لست مسؤول عما حدث لذلك المبنى

Beni artık Kötü Kraliçe olarak görmüyor olabilirler ama bundan daha fazla olabileceğimi onlara kanıtlamalıyım.
-ربّما ما عادوا ينظرون إليّ كملكة شرّيرة لكنْ يجب أنْ أبرهن لهم قدرتي على أنْ أكون أكثر مِنْ ذلك