| Bastırılmış anılar. Baban bana çocukluğumda başıma gelip de hatırlamam.. | Open Subtitles | أبوكَ إستجوبَني حول الشّيء الذي حَدثَ لي مِنْذ الطفولة المبكرةِ |
| Olan şu, belki de hayatında ilk kez Baban doğruyu söylüyor. | Open Subtitles | ماذا يجري، من المحتمل للمرة الأولى في حياتِه، إخْبار أبوكَ الحقيقةَ. |
| Baban, spermlerini yıkamama aldırmıyor. | Open Subtitles | أبوكَ ليس لدية مانع من إعْطائي منية لاغسلة |
| Bunun, Babanın sana ne söyleyeceğini asla öğrenememek olduğunu bilmene rağmen mi ? | Open Subtitles | حتى إذا عَنى أَبَداً عارفُ ماذا أبوكَ أرادَ إخْبارك؟ |
| Babanız videoyu da hazırladı. | Open Subtitles | أبوكَ عِنْدَهُ في سي آر كُلّ المجموعة فوق. |
| Çünkü hoşlansan da hoşlanmasan da Babanla evleneceğim. | Open Subtitles | لأنه إذا أحببت أم لا ، أنا سأتزوّجُ أبوكَ |
| Baban sürekli senden bahsediyor. | Open Subtitles | أوه، أبوكَ أَبَداً توقّفاتُ التي تَتحدّثُ عنك. |
| Baban bu bebeği çok seviyor, değil mi? | Open Subtitles | أبوكَ يُضْرَبُ حقاً مَع ذلك الطفل الرضيعِ، أليس كذلك؟ |
| Senin getirdiğin harita ve Baban, bize tapınağa kadar rehberlik edebilir. | Open Subtitles | عن طريق الخريطةِ التي جَلبتَها، أبوكَ يُمْكِنُه أَنْ يُوجّهَنا الآن تحت جبل الهيكلِ |
| Baban Nandini ye teklifi... onu ilk gördüğünde etkilenip... kendine uygun bulduğunu söylediğinde yapmıştı. | Open Subtitles | أبوكَ جاء يطلب يد نادني عندما رَآها للمرة الأولى كَانَ مسرورَ جداً وقالَ انة وافق عليها |
| Baban tek yöntemin kendi yöntemi olduğuna inanır. | Open Subtitles | أبوكَ يَعتقدُ بأنّ طريقَه عَمَل أشياءِ الطريقُ الوحيدُ. |
| Baban onu fark etmemişti bile ta ki ben omzunu dürtene kadar. | Open Subtitles | حتى لَم يُلاحظها أبوكَ إلى أن لكزتهُ في كتفِه |
| Her zaman esprili biriydin, Bruce, tıpkı Baban gibi. | Open Subtitles | انت دائماً كُنْتَ مضحك، بروس مثل أبوكَ.. |
| Her zaman esprili biriydin, Bruce, tıpkı Baban gibi. | Open Subtitles | انت دائماً كُنْتَ مضحك، بروس مثل أبوكَ.. |
| Birkaç içkiden sonra Baban oldukça konuşkan oluyor. | Open Subtitles | أبوكَ يَتكلّمُ كثيراً بعد أن يتجرع كأسين. |
| Baban kendi kıçı oraya girmiyor diye seni kıskanıyor. | Open Subtitles | أبوكَ فقط غيور ' يَجْعلُ هو لا يَستطيعُ الحُصُول على عقبُه |
| - Babanın çalışması lazım. - Evet, doğru. | Open Subtitles | أبوكَ لا بُدَّ أنْ يَذهب للعَمل نعم، صحيح |
| Anlamalısın ki Babanın amacı iyi. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ بأنّ أبوكَ يَعْني حَسناً. |
| - Babanız getirmeye gitti. Ama epeyce vakit geçti. | Open Subtitles | حَسناً، أبوكَ ذَهبَ إلى الحُصُول عليي البعضَ، لكن ذلك كَانَ فترة طويلة مضى. |
| Sanırım Babanla sorunlarımız olduğu artık bir sır değil. | Open Subtitles | حَسناً، أنا لا أَفترضُ هو أيّ سِرّ بأنّ أبوكَ وأنا كَانَ عِنْدَهُ مشاكلُنا. |
| Şimdi bunu hapishanenin baş memuruna ver, ve o babanı özgür bırakacak. | Open Subtitles | الآن، تَعطي هذا إلى رئيسِ الضابطَ في السجنِ، وهو سَ حرّرْ أبوكَ. |
| Doktorlar seni iyileştirene kadar Babacığın burada bekleyecek, oldu mu? | Open Subtitles | مرحبًا يا صاحبي، سينتظركَ أبوكَ هنا حتّى يعتني بكَ الأطبّاء، اتفقنا؟ |
| Düşünün, kardeşlerinizi düşünün, annenizi ve babanızı. | Open Subtitles | فكّرُي بشأن أَخِّيكَ، أبوكَ وأمّكَ. |
| Babanızın tuhaf davranıyor olması kanımca bir polis araştırmasını gerektirmiyor. | Open Subtitles | الحقيقة بأنّ أبوكَ يَتصرّفُ بغرابة لاشئ يدعو لتحقيق الشرطه |