İkiniz de kesin. Çok üzülmeyin. Bu babanız icin zaten zor. | Open Subtitles | توقفا ولا تبالغا في الحزن، فالأمر صعب بما يكفي على أبيكم |
Ama o babanız için çok önemliydi... bu yüzden özür dilemeniz gerekiyor. | Open Subtitles | لأن ذلك كان مهم جداً ..إلى أبيكم. لذا يجب أن تتأسفوا له. |
babanızın eve geldiğini bir müddet kimseye, arkadaşlarınıza bile söylemeyin. | Open Subtitles | لا يمكنكم إخبار أيّ أحد حتّى أصدقائكم في المدرسة أنّ أبيكم عاد للمنزل لفترة قليلة |
Evlendikten sonra babanızın sözünü dinlemeyeceğinizi bilsem de. | Open Subtitles | ولو أني أشك بإحتياجكم لإذن من أبيكم حتى بعد الزواج |
Evliliğimizi yürütemediğimiz için babanızla ben siz hayal kırıklığına uğrattık. | Open Subtitles | خيبنا أملكم أنا و أبيكم التي لا نستطيع العمل بها. |
Hayır gelmiyor. Babanın çalışması lâzım. | Open Subtitles | لا لن يأتي معنا, أبيكم عليه العمل |
Babanızı görmeye mi, Bayan Anna'yı mı görmeye geldiniz? | Open Subtitles | هل جئتم من أجل رؤية أبيكم أم السيدة (آنا)؟ |
En son seni gördüğümde sizin taraflar yakıp yıkılıyordu ve siz de babanızdan kaçıyordunuz. | Open Subtitles | آخر مرّة رأيتك، كان الشارع الملكيّ يحترق. وكنتم تفرّون من المدينة هربًا من أبيكم. |
Soru soran olursa babanız rahip karşıtı görüşe sahip değil ve cumhuriyetçi değil, tamam mı... | Open Subtitles | لو سألكم أحد ، أبيكم لم يقل أي شئ ضد الكهنة ، وهو ليس جمهورياً |
Çocuklar, gelin bakın babanız bana ne aldı. | Open Subtitles | الأطفال، تعال وانظر ما أبيكم اشترت مؤخرا بالنسبة لي. |
babanız size kendi çocuğummuş gibi bakmamı istedi ve ben de bakacağım. | Open Subtitles | لقد طلب منى أبيكم أن أرعاكم كما كُنتم أبنائى ، و سأفعل هذا |
babanız cinsellik konusunda çok aydın biriydi. | Open Subtitles | كان أبيكم رجلاً مُتفتحاً بالحديث عن الجنس |
Acele edin ve dekorasyonu bitirin. babanız birazdan evde olur. | Open Subtitles | أسرعوا وأنتهوا من الزينه، أبيكم سوف يعود قريبا. |
Her neyse, babanız sizi okula bırakacak, okuldan alacak, ben gelene kadar size bakacak, bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | على كل حال,أبيكم سوف يأخذكم إلى المدرسة ينتبه لكم يعتني بكم حتى اعود للمنزل, وأشياء كهذه |
Bu babanızın son arzusuydu, pazarlık mı ediyorsunuz? | Open Subtitles | كانت هذه أُمنية وفاة أبيكم وأنتم تتفاوضون عليها؟ |
Kafanız karışmadan babanızın yasını tutmalıydınız. | Open Subtitles | كان يجب أن تحدتدوا على فراق أبيكم دون أي إلهاءات |
Hatta babanızın durumu yüzünden şirketi satmayı düşünüyorduk. | Open Subtitles | في الواقع، كنّا نتحدّث عن البيع بسبب.. حالة أبيكم. |
babanızın benden üstte olduğunumu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | أنتم تعتقدوا أن أبيكم أعلى مني ؟ |
Altım kuru! Haydi millet gelin babanızın iç çamaşırına dokunun! | Open Subtitles | تعالوا جميعاً، تحسَّسوا ثياب أبيكم الداخلية! |
İyi bakın çocuklar ve görün babanızla günah içinde yaşadığı her yıl için 17 kırbaç izi. | Open Subtitles | ألآن أنظروا عن قرب يا أطفال 17ضربة بالكرباج ضربة على كل سنة عاشت فيها مع أبيكم فى خطيئة |
babanızla geçirdiğim mutluluk dolu yıllar, 100 kırbaca değer. | Open Subtitles | سنوات السعادة التي تمتعت فيها مع أبيكم تساوي 100 جلدة |
Hayır olamaz, Babanın evi. | Open Subtitles | مرحباً لقد وصل أبيكم |
Zavallı Babanızı delirtiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تدمرون أبيكم. |
Gidip babanızdan para isteyin. | Open Subtitles | اذهبوا و أحضروا النقود من أبيكم. |
Bakın çocuklar, bilmeniz gereken tek şey artık sorumluluğun babanızda olduğu. | Open Subtitles | استمعوا,كل ما يجب أن تعلموه أن أبيكم هو المسئول الآن الأب مسؤول الان |