| - Alice. Bebekken İrlanda'dan geldi. Tüm hayatı burada geçti. | Open Subtitles | أتت من إيرلندا عندما كانت طفلة وعاشت في إيري. |
| Vu güvenlikli kapaklar burdan ortaya çıktı. | TED | هذه الأغطية التي غير قابلة للعب أتت من هذا. |
| Bu Fritz adlı bir ufaklıktan gelmiş iklim değişimi için bir çözümü var. | TED | هذه أتت من طفل اسمه فريتز ولديه حل لمشكلة المناخ. |
| -Kız En El-Halve'den geldi. | Open Subtitles | لقد أتت من " الهالوى " أنة مخيم لاجئيين " فى " لبنان |
| Tüm söylebileceğim Avrupa'dan geldiği. | Open Subtitles | كل ما يمكنني إخبارك به أنها أتت من "أوروبا" |
| Korsan kemiklerinin Jeffersonian'dan geldiğini anladınız. | Open Subtitles | عظام القرصان التي اكتشفتها أتت من معهد جيفرسونيون للشروع للعمل عليها؟ صحيح |
| Bunu gösterme adına, 47 yüzme tesisini inceleyen CDC'den gelen orijinal verlere geri döndüm. | TED | لذا لإيضاح ذلك، رجعت إلى البيانات الأصلية، والتى أتت من مركز مكافحة الأمراض الذي عاين 47 من مرافق السباحة. |
| Sen de benim kadar iyi biliyorsun ki o başarı oranları fareler üzerinde yapılan araştırmalara ait. | Open Subtitles | تعلمين كما أعلم أن هذه الإحصاءات أتت من دراسات على الفئران. |
| Bunca yolu uzak diyarlarda bir sahilde ölmek için geldi. | Open Subtitles | أتت من مكان بعيد لتعاني على شاطئ بعيد فحسب |
| Boston'dan geliyor. Sadece beş dakika istiyor. | Open Subtitles | لقد أتت من بوسطن تريد فقط خمس دقائق |
| Sanırım annen Meksika'dan geldi ve şimdi gitmesi gerekiyor. | Open Subtitles | أعتقد أن أمك أتت من مدينة ميكسيكوا و تريد أن تعود |
| Sanırım annen Meksika'dan geldi ve şimdi gitmesi gerekiyor. | Open Subtitles | أعتقد أن أمك أتت من مدينة ميكسيكوا و تريد أن تعود |
| Birkaç yıl önce İzlanda'dan geldi. | Open Subtitles | لقد أتت من أيسلندا منذ بضعة أعوام |
| Demek bu şeyler birden ortaya çıktı, öyle değil mi? | Open Subtitles | إذا هذه الأشياء أتت من مكان غير معروف ، صحيح ؟ |
| 12 arabanın haşadı çıktı ve 6 kişi hastaneye kaldırıldı. | Open Subtitles | السيارات أتت من العدم 6قتلى و سيارت محطمة كل ذلك حدث في 90 ثانية |
| Ses önden çıktı dersem daha az mı iğrenç olur, daha çok mu? | Open Subtitles | هل ستزيد أم تنقص قرفًا إن أخبرتكِ أنها أتت من المقدمة؟ |
| Pek İngilizce bilmiyor. İtalya'dan gelmiş. | Open Subtitles | انها لا تتحدث الأنجليزية كثيرا, لقد أتت من ايطاليا |
| Son olarak, elektron mikrograf Kiev'den geldi, laboratuvar tam donanıma kavuştu ve bilim adamlarımız için hazır. | Open Subtitles | و أخيراً, الصور المجهرية أتت من "كييف" إذن, المعمل ممتلئ بالأجهزة و مستعد من أجل علمائنا |
| Teklifi yeterince iyi olmadığı için mi yoksa Logan'dan geldiği için mi reddettin? | Open Subtitles | أرفضت الصفقة لأنها لم تكُ جيّدة بما فيه الكفاية أم لأنها أتت من (لوغن)؟ |
| Hey, tarihteki ilk turtanın Antik Mısır'dan geldiğini biliyor muydun? | Open Subtitles | اسمع، هل تعلم أن أول كعك في التاريخ أتت من مصر القديمه؟ |
| Tamam o halde, harika Boş Oda ülkesindeki parlak Dolap şehrinden gelen Lucy Pevensie benimle çay içmeye ne dersin? | Open Subtitles | حسناً "لوسي بافينسي" التى أتت من خزانة الملابس إلى بلاد العجائب الموجوده بالغرفة الفارغة ما رأيك بأن تتناولى الشاي معى؟ |
| Kutuda ne olduğunu bilmiyorum ama üzerindeki işaretlere göre bir devlet okuluna ait. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي كان في الشاحنة ولكن الطباعة على جنبها تدل أنها أتت من أحد مدارس نيويورك |
| Bu geyşa kızı doğudan duyularınızı okşamak için beyaz adamın ruhunu sakinleştirmek için geldi. | Open Subtitles | فتاة الغيشا هذه قد أتت من الشرق لكي تُداعب المشاعر وتخفف من آلام الروح للرجل الأبيض |
| Paketine bakarsak general, Boston'dan geliyor. | Open Subtitles | لو نظرت للغلاف سيادة اللواء، ستعرف أنها أتت من ـ(بوسطن)ـ |