| Bu kadar geç saatte rahatsız ettiğim için kusura bakma ama Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | اعذريني على إزعاجك في هذا الوقت. ولكن يجب أن أتحدث معكِ |
| Burası eskiden Seninle konuşmam gerektiğinde geldiğim yer. | Open Subtitles | هنا أعتدتُ أن أتي عندما أريد أن أتحدث معكِ |
| Bu arada, Seninle konuşmam gereken birşey var. | Open Subtitles | في الوقت الحال هناك شيء أريد أن أتحدث معكِ بشأنه |
| Kaybolduğun zaman seninle konuşmak için dünyadaki her şeyimi verebilirdim. | Open Subtitles | عندما أختفيتٍ، كنت لقمتُ بعمل أي شئ لكي أتحدث معكِ |
| seninle konuşmak istediğim önemli bir şey var. | Open Subtitles | لدىّ شيئا ً هاما ً أريد أن أتحدث معكِ بشأنه |
| Tamam, dur bi' saniye. Seninle şurada biraz konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | حسناً, تمهلي لحظة, هل يمكن أن أتحدث معكِ على إنفراد؟ |
| Sizinle finansal düzenlemelerimiz hakkında konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث معكِ عن الأمور المالية |
| Hemen kızma. Seninle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | لاتغضبي مني، كان لابد أن أتحدث معكِ |
| Üzgünüm, bunu Seninle konuşmam garip mi? | Open Subtitles | آسفة، أهو أمر غريب أن أتحدث معكِ بشأنه؟ |
| Paulie Seninle konuşmam lazım. Tanrı aşkına, ne duruyorsun, konuşsana. | Open Subtitles | ـ (بولي)، يجب أن أتحدث معكِ ـ حبًا بالله، واصل الحديث |
| İşte bu yüzden Seninle konuşmam lazım. | Open Subtitles | هناك ما يجب أن أتحدث معكِ عنه |
| Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث معكِ |
| Gittiler mi? - Evet, Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | نعم، و أريد أن أتحدث معكِ |
| Hayır bak.seninle konuşmak çok güzel çünkü yıllardır seni dinliyorum. | Open Subtitles | لا, اسمعى. من الرائع أن أتحدث معكِ لأننى أستمع اليكِ منذ سنوات |
| Dinle, oraya gitmeden önce, seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | اسمعى, قبل أن أعود للخارج أريد أن أتحدث معكِ |
| seninle konuşmak istedim, hepsi bu. Bunları düşünmüyordum. | Open Subtitles | أردتُ أن أتحدث معكِ ، هذا كل ما في الأمر لم أكن أفكر |
| Önemli değil. Ben de seninle konuşmak istiyordum aslında. | Open Subtitles | لا بأس ، في الحقيقة لقد أردت أن أتحدث معكِ |
| seninle konuşmak istediğim küçük bir şey daha vardı. | Open Subtitles | هناك شيءُ آخر صغيرُ جدآآ أريد أن أتحدث معكِ بشآن |
| Daha sonra özel olarak konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | أريد أن أتحدث معكِ على إنفراد لاحقاً لماذا؟ |
| Jolene, ofisimde konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | جولين , هل يمكنني أن أتحدث معكِ في مكتبي ؟ |
| - konuşmamız gereken şeyler var. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث معكِ. |
| Seninle konuşmalıyım. Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | أنا آسف ، يجب أن أتحدث معكِ هناك الكثير من الأشياء أريد قولها |
| Seninle bile konuşuyorum. Bunun için yanımda olmak ister misin? | Open Subtitles | وأنا أتحدث معكِ أتريدين أن تكوني معي من أجل هذا؟ |