Çünkü her sabah bir saat banyodaki aynada bu soru için pratik yapıyorum. | Open Subtitles | لأني كُنت أتدرب على هذا في المرآة في الحمام. لمدة ساعة كل صباح. |
pratik yapmama müsaade et. En kısa zamanda benden kurtulursun. | Open Subtitles | دعني أتدرب, وبهذا سوف تستطيع التخلص مني في وقت أبدر |
Her hafta poligonda antrenman yapıyorum ve hedefi 10'da 9 isabetle ortasından vurabiliyorum. | Open Subtitles | لكن أتدري ؟ أتدرب كل أسبوع في الميدان الرئيسي وأصل نسبة تسعة لعشرة |
Şimdi ben onnu arkasından gitmeye çalışıyorum ama uçmayı deniyorum aslında. | TED | لذا أنا الآن أحاول وأذهب ورائها، لكن أنا أتدرب على الطيران. |
Aslında bu güzel bir şey, çünkü benimle zorla prova yapıyordu. | Open Subtitles | ذلك جيد، لأنه تعود على ان يجعلني أتدرب عليه معه |
Nefret ettiğim işte daha iyi olmak için eğitim alıyorum. | Open Subtitles | أتدرب لكي أكون أفضل في شغل أَكرهة. حياتي رسمياً بغيضه |
Lütfen İngilizce konuş. Söz vermiştin. Alıştırma yapmalıyım. | Open Subtitles | ارجوك تحدث بالانجليزية لقد وعدت , يجب أن أتدرب |
Koridordaydım ve fokstrot hareketlerime çalışıyordum. Sonra müziği duydum ve belki dedim... | Open Subtitles | كنت في القاعة أتدرب على الفوكسترات ثم سمعت الموسيقى لذلك |
Akşam yemeği avına çıkmadan önce biraz pratik yapsam iyi olur değil mi? | Open Subtitles | يجب أن أتدرب على ذلك قبل أن أخرج لتناول العشاء |
Küçükken notalarla pratik yapıyor olsam bile babam gözlerini kapatıp sırtını kuyruksuz piyanomuza dayayarak piyano tellerinin titreşimlerini hissetmeye çalışırdı. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة وحتى عندما كنت أتدرب كان والدي ينحني بظهره وأعينه مغلقة حتى يسمع هزات أوتار البيانو |
Sonunda restorani barmenlik vardiyasi yapmam için ikna edebildim bu yüzden, kokteyl hazirlamada pratik yapmam lazim. | Open Subtitles | أقنعت المطعم أخيرا ً أن يعطيني مناوبة في السقاية لذا أريد أن أتدرب على خلط المشروبات |
Birkaç ay önce Güney Kutbu'nda Ateş Bükme sınavım için antrenman yapıyordum. | Open Subtitles | منذ أشهر قليلة كنت فى القطب الجنوبى أتدرب على اختبار تسخير الهواء |
- Yapma. antrenman yapmamı istemiyorsun. Bunun farkındayım ama sebebi ne? | Open Subtitles | بربكِ، أعلم أنكِ لا تريدينني أن أتدرب لست أفهم السبب فقحي |
Sesimi geliştimeye çalışıyorum. Hatta kilise korosuna bile tekrar girdim. | Open Subtitles | لقد كنت أتدرب على الغناء والتحقت أيضاً بالكورس في الكنيسة |
Bir aydır her gün bu greft yerleştirme işine çalışıyorum. | Open Subtitles | الشهر هذا من يوم كل الرقع هذه على أتدرب كنت |
Aslinda bu güzel bir sey, çünkü benimle zorla prova yapiyordu. | Open Subtitles | ذلك جيد، لأنه تعود على ان يجعلني أتدرب عليه معه |
Neyse, ben zorluklara rağmen psikiyatriye devam ettim ve kendimi İngiltere'nin en iyi hastanelerinden birinde eğitim alırken buldum. Kendimi çok seçkin hissediyordum. | TED | أيًا كان، أكملت طريقي وتخصصت في الطب النفسي ووجدت نفسي أتدرب في بريطانيا في أحد أفضل المستشفيات في هذا البلد. |
Yalnızca tek başıma ve karanlıkken Alıştırma yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أتدرب على الكلام فقط عندما اكون وحدي وفي الظلام |
Sakagami Tomoyo'yu yenmek için çalışıyordum. | Open Subtitles | ما الذي تفعله هنا؟ أتدرب تدريب خاص لهزيمة ساكاقامي تومويو |
15 yaşına geldiğimde, opera eğitimi için artık çok geç kaldığımı biliyordum. | TED | لذلك في سن 15 سنة ، كنت أعرف بأنني أكبر من أتدرب |
spor kıyafetlerimi ve spor yaparken çekilmiş fotoğraflarımı ortada bıraktım. | Open Subtitles | رتبت موعداَ تركت أغراض الصالة الرياضية وبعض الصور لي أتدرب |
Biraz keman çalışmam gerekiyordu. | Open Subtitles | يجب أن أتدرب على الفيولين لأنه .. يجب علي أن أرجع إلى |
Beni her yedek bıraktığında idman yaptım. | Open Subtitles | كنت أتدرب عليها فى كل مره تجلسنى على مقعد الإحتياطى |
Dersimi çalıştım, yeni numaralar öğrendim | Open Subtitles | لقد كنت أتدرب, وأتعلم حيل جديدة وأعزز من |
Hastanede staj yaparken oynamaya alıştığım şekildeki gibi. | Open Subtitles | مثل النوع التي إعتدت أن ألعب به عندما كنت أتدرب في المستشفى |
Tek işi, yemek yemek, antreman yapmak ve uyumak olan, ağzı bozuk vücutçunun, üzerindeki kapüşonlusuyla antreman yaptığı zindan günleri biter. | Open Subtitles | في الأيام التي كنتُ بها في الزنزانة أتدرب مع أصحابي أنخر وأشتم ، في كمال الأجسام |
Büyücülük eğitimim sırasında babamın kaynağı bulduğuna ve denemeler yaptığına dair söylentiler çıkmıştı. | Open Subtitles | كانت هناك أشاعة , حينما كنت أتدرب كعرّاف بأنّ أبى وجد مصدرها ، و كان يختبرها. |