Bazı durumlarda, yan etkisi parmak iltihabı ki, parmak izi kaybına yol açabilir. | Open Subtitles | في بعض الحالات، هو أثر جانبي للإلتهاب الرقمي، الذي يُؤدّي إلى فقدان البصمات |
Tamam, farkında mısın, değil misin, bilmiyorum ama bu cihazın çok ciddi bir yan etkisi var. | Open Subtitles | حسنا ، أنا لا أعرف إذا كنت على علم بذلك أم لا ولكن هذا الجهاز له أثر جانبي خطير |
Herhangi bir yan etki görüldüğü anda duracağız ve kendini toparlayana kadar ekipten uzaklaştırılacaksın. | Open Subtitles | عند ظهور أول أثر جانبي سنتوقف ، وسوف تخرج من الفريق حتى تجتاز هذا |
Yani ölüm esas amaç değil, talihsiz bir yan etki. | Open Subtitles | إذاً، الموت ليس هدف المجرمة إنه أثر جانبي مؤسف |
Acı, kaçınılmaz bir yan etkidir. | Open Subtitles | والألم هو أثر جانبي يستحيل تجنبه. |
Mavi görme bir semptom değil, Viagra'nın yan etkisidir. | Open Subtitles | الرؤية الزرقاء ليست عرض إنها أثر جانبي للفياجرا |
Çok enteresan yan etkileri olan bir sanayi eritkenidir. | Open Subtitles | هو محلول صناعي قوي ولديه أثر جانبي مثير للإهتمام |
Bu mutlaka kas gevşeticisinin yan etkisi olması lazım çünkü ben burada tişört ile terliyorum. | Open Subtitles | لا بد أن هذا أثر جانبي لمهدئ العضلات لانني أشعر بالحر كالجحيم , وأنا بقميص هنا |
Bu da gözlerindeki renk değişimi gibi virüsün bir yan etkisi mi yoksa iyileşmesinin sebebi mi? | Open Subtitles | هل هذا هو أثر جانبي للفايروس ؟ كتغيّر الصبغة في عينيها ؟ |
Biraz uyku yapabilir ama eğer uyuyorsan aşırı derecede yemek yiyip şişmanlamazsın, ki bu da başka bir yan etkisi. | Open Subtitles | قد يجعلك نعسانه قليلاً إن كنتِ نائمه لن تأكلي بشراهه وتسمنين وهذا أثر جانبي آخر |
Yine de bu sistemin büyük bir yan etkisi var: şayet seçimlerle ''kura ile seçmeyi'' değiştirip parlementomuzu da toplumun tamamını temsil edecek şekilde oluştursaydık bu politikacıların sonu demek olurdu. | TED | ومع ذلك، لهذا الطرح أثر جانبي واحد: إذا استبدلنا الانتخابات بهذا التقسيم وأصبح البرلمان الممثل الحقيقي للشعب، ذلك سيعني نهاية السياسيين. |
- Ayna yolculuğunun bir yan etkisi. - Bende niye yok? | Open Subtitles | أثر جانبي من السفر خلال المرآة - أذن لماذا لم يحدث لي؟ |
- Küçük bir yan etkisi oldu. | Open Subtitles | - حَسناً، كَانَ عِنْدَهُ a أثر جانبي قليلاً. |
Bu sadece sana verdiğim sakinleştiriciden gelen bir yan etki. | Open Subtitles | هذا مجرد أثر جانبي من مهدئ لقد أعطيته لك. |
İçindeki çocuk her kimse, bu sadece bir yan etki. | Open Subtitles | ذلك الفتى الذي بداخله أياً كان ما هو إلّا أثر جانبي. |
ilaç tedavisinde yan etki olabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | أن يكون هناك أثر جانبي إلى حين أن أتأقلم على العلاج |
Acı gerçekten de kaçınılmaz bir yan etkidir. | Open Subtitles | الألم أثر جانبي يستحيل تجنبه. |
Acı kaçınılmaz bir yan etkidir. | Open Subtitles | الألم أثر جانبي يستحيل تجنبه. |
Belki de bir yan etkidir sadece. | Open Subtitles | ربما ذلك مجرد أثر جانبي. |
Mavi görme semptom değil, viagranın yan etkisidir. | Open Subtitles | الرؤية الزرقاء ليست عرض إنها أثر جانبي للفياجرا |
- Belki ilacın yan etkisidir? | Open Subtitles | ـ هل هذا أثر جانبي لبعض العلاج الخاطئ؟ |
Benim yaratılış sürecimin yan etkileri olduğu gittikçe daha çok belli oluyor. | Open Subtitles | أنه أصبح واضحا العمليات أستخدمت لصنعي لها أثر جانبي |
Tretoninin yan etkileri olduğunu tamamen kabul etmekle birlikte, sizi temin ederim ki, sağladığı yararlar, dezavantajlarından çok çok daha fazladır. | Open Subtitles | على الرغم أننا نُسلم كلياً بأن التريتونين" لي له آثار جانبية" و لكننا نؤكد لكم، أن النفع منه يفوق أي أثر جانبي |