| Bütün boktan sorularını cevapladım. Eğer hiç bir s.k yapmayacaksanız, Defolun evimden. | Open Subtitles | لقد أجبت على جميع أسئلتكم إن لم تفعلوا شيئا فاخرجوا من منزلي |
| Baylar ve bayanlar, bütün sorularınızı cevapladım mı bilmiyorum. | Open Subtitles | سيّداتي سادتي، لا أعرف إن كنت أجبت على جميع أسئلتكم |
| Bu gece için yeteri kadar soru cevapladım sanırım. | Open Subtitles | اعتقد أني أجبت على مايكفي من الأسئلة لليلة واحدة |
| Elveda. Bütün sorularıma cevap verdin. | Open Subtitles | وداعاً, لقد أجبت على أسئلتي بالكامل |
| Ne kadar saçma olsa da, sorduğunuz sorulara cevap verdim. Ama bu iş burada biter! | Open Subtitles | لقد أجبت على كل الأسئلة ، ولكني لن أفعل أي شيء آخر |
| Soruyu cevapladın, ama doğru mu söylüyorsun? | Open Subtitles | لقد أجبت على السؤال، ولكن هل تقول الحقيقة؟ |
| Kim bilir o soruya sen cevap verseydin ne olurdu? | Open Subtitles | من يدري كيف سينتهي أمرنا لو أجبت على ذلك السؤال؟ |
| Umarım bu sorunuza yanıt olmuştur. | TED | أتمنى أن أكون قد أجبت على سؤالك. |
| Sorunu cevapladım. Yüzüğün elime nasıl geçtiğini söyledim. | Open Subtitles | لقد أجبت على سؤالك وقلت لك من أين حصلت عليه |
| Dedektifler sorularınızı cevapladım. | Open Subtitles | لقد أجبت على كل أسئلتكم, أيها المحققون... |
| Onlarla konuştum. Telefonlarını cevapladım. | Open Subtitles | تحدثت معهم، أجبت على مكالماتهم |
| Efendim, tüm sorularınızı cevapladım. | Open Subtitles | لقد أجبت على كل أسئلتكم يا سيدي |
| Tüm sorularınızı çoktan cevapladım. | Open Subtitles | لقد أجبت على جميع الأسئلة مسبقاً |
| Telefonları cevapladım, faturaları hallettim. | Open Subtitles | أجبت على الاتصالات، استلمت الفواتير |
| Bu akşam da oyundaki her soruya cevap verdin. Evet. | Open Subtitles | والليلة أجبت على كل "سؤال في ليلة "التريفيا = الأمور المتنوعة |
| Bu akşam da oyundaki her soruya cevap verdin. Evet. | Open Subtitles | والليلة أجبت على كل "سؤال في ليلة "التريفيا = الأمور المتنوعة |
| Bozuk ağzınla kendi soruna cevap verdin bile. | Open Subtitles | أجبت على سؤالك بفمك الوقح |
| kendimi, iyi bir şeyler yapmak isterken buldum, sonra, bir gazete ilanına cevap verdim. | Open Subtitles | وجدت نفسي أبحث عن القيام بشيء جيّد لذلك أجبت على إعلان جريدة |
| Son e-postana cevap verdim ama senden cevap alamadım. | Open Subtitles | لقد أجبت على رسالتك الالكترونية الأخيرة ولكنى لم اتلقى أى رد منك |
| İşbirliği yaptım. Sorularınıza cevap verdim. | Open Subtitles | كنتُ متعاونة، أجبت على أسئلتك. |
| Senin oğlun o kulübeden aradı seni öldürülmeden yarım saat önce... ..ve sen de cevapladın. | Open Subtitles | ابنك إتّصل بهاتفك من هاتف العُملة ذاك قبل حوالي نصف ساعة من مقتله، وأنت أجبت على ذلك الإتصال. |
| Soruları cevapladın diye başın derde girmedi. | Open Subtitles | لم تقعي في مشكلة لأنك أجبت على الأسئلة |
| Bir de şu siktiğimin telefonuna cevap verseydin harika olurdu. | Open Subtitles | فسيختفي مع الريح، لذا سيكون من اللطيف إن أجبت على هاتفك اللعين |
| Eğer aramalarıma cevap verseydin, bunu bilirdin. | Open Subtitles | . كنت ستعلم إذا أجبت على إتصال هاتفي |
| Bana sordukları tüm sorulara az önce yanıt verdim. | Open Subtitles | فقد أجبت على الأسئلة التي طرحوها فحسب |