İnsanların yaşamını güzelleştirmek, fark yaratmak istiyorum. | Open Subtitles | أتمّنى أن أجعل الناس يعيشون للأفضل . أريد أن أحدث الفارق |
Ayrıca, insanların kendilerini aptal hissetmelerine sebep oluyorum, bu yüzden bana kızıyorlar. | Open Subtitles | أنا أجعل الناس يبدون أغبياء و هم يستاءون مني لهذا السبب |
İnsanların üzerinde düşünmesini istediğim şey ise bütün bunların atom atom inşa edilmek zorunda kaldığıdır. | Open Subtitles | لكن ما أحب أن أجعل الناس يفكرون به هو أن كل هذا . كان لا بد أن يبنى ذرة بذرة |
Açıkçası ben insanları akli olarak çok sağlıklı bulmayı tercih ederim. | Open Subtitles | بصراحة, أفضل ان أجعل الناس فى الصحه العقليه المثاليه. |
Hayır, beni istemezsin. İnsanları sadece üzerim ben. | Open Subtitles | لا أنت لا تريدني لأنني أجعل الناس حَزَانَى |
İnsanların bende olan bir şeyi istemelerini sağlıyorum çünkü ben oradayken, ruhumu yırtıp herkes görsün diye ortaya çıkarıyorum. | Open Subtitles | أجعل الناس ترغب في شيء لديّ لأنني حينما اكون بالخارج أمزق روحي وأعرضها ليراها الجميع |
Biliyorum, farkındayım; insanların beni dinlemesini sağlamalıyım ama açıkçası henüz 12 saattir asistan şefiyim ve benim yüzümden hasta son derece sağlıklı olan dalağını kaybedebilirdi ama benim uygulamaya koyduğum kontrol listesi sayesinde kaybetmedi. | Open Subtitles | أعلم أعلم.. علي أن أجعل الناس يستمعون لي ولكن بكل إنصاف، أنا رئيسة مقيمين منذ 12 ساعة |
Piyasa tahminlerinde bulunarak insanların bir şey satın almasını sağlıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أجعل الناس يشترون أشياءاً عن طريق تحليل توقعات السوق.. |
İnsanların, bir çeşit ucube olduğumu düşünmelerini istemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أنْ أجعل الناس يعتقدون إنّني مهووس نوعاً من. |
Otobüs olmaz. Aptallık edip insanların izlemesini sağlamayacağım. | Open Subtitles | أو شاحنة نقل، لكن لن أقفز أمام حافلةٍ لن أكون خرقاء، و أجعل الناس يشاهدّونني |
Daha önemlisi, insanların hissetmesini sağlamayı severim. | Open Subtitles | والأهم من ذلك، أنني أحب أن أجعل الناس يشعرون. |
Çünkü biraz içmemiz gerekiyor ve insanların seni zorladığımı düşünmesine izin veremem. | Open Subtitles | ولا يمكنني أن أجعل الناس يظنون أنني أجبرتك على ذلك شكراً |
Depresyonum hakkında yazmayı seçtiğimde, o odadan çıkıp insanların bilmesini sağlamanın zor olacağını söyledi birçok insan. | TED | لقد قال لي العديد من الناس، عندما قررت أن أكتب عن تجربتي مع الاكتئاب، لا بد أنه أمر صعب جداً أن أخرج للملأ، و أجعل الناس تعلم. |
İnsanların Ivan'ı otizmli olarak değil de tıpkı her birimiz gibi her şeyini paylaşabilen ve her şeyi yapabilen, sevdiği ve sevmediği şeyler olan bir birey olduğunu anlamalarını nasıl sağlayabilirdim? | TED | كيف يمكنني أن أجعل الناس ترى أكثر من التوحد الذي يعانيه، ولكن رؤيته كشخص وكل ما يستطيع اعطاؤه، ورؤية كل ما يستطيع فعله، وما يحب وما يكره، تماماً كالجميع؟ |
Öldükten sonra da... insanların benim ismimi ve sevgiyle yazdıklarımı unutmamasını sağla. | Open Subtitles | وبعد موتي... أجعل الناس تذكر أسمي بحب لما ألفته... |
Bu insanların konuşması için etkili bir yöntem, bundan emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | أنا أعلم كيف أجعل الناس تتكلم, بغايه البساطه + |
İnsanları güldürmek kendimi iyi hissettirmişti. | Open Subtitles | شعرت براحةٍ وأنا أجعل الناس يضحكون برفقتى للمرة الأولى |
Neşemi bulmak için o kadar çok uğraştım ki çünkü mutlu olmam gerektiğini düşünüyordum ya da diğer insanları mutlu etmem gerektiğini ya da oğluma mutlu görünmem gerektiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول بصعوبة لأجد متعتي لأنني ظننت أنه من المفترض أن أكون سعيدة أو من المفترض أن أجعل الناس سعداء |
Hiçbir şey kesin değil. Döndüğü kesinleşene kadar insanları evlerinde saklanmak zorunda bırakmayacağım. | Open Subtitles | لا شيء مؤكد,لن أجعل الناس تختبئ في منازلها مجددا |
Bütün hayatımı insanları barınmak için para vermeye zorlamakla geçirdim. | Open Subtitles | ضيعت حياتي كلها أجعل الناس يدفعون مقابل المأوى |
İnsanları yemekle barınacak yer vermeye, ilgilenmeye zorlamaya mecbur kaldım. | Open Subtitles | إضطررت أن أجعل الناس يُطعموني ويحموني ويهتموا لأمري |