| Parayı al ve siktir git buradan. Zaten bunun için geldin, değil mi? | Open Subtitles | خُذ المال و أخرج من هُنا, أليسَ هذا ما أتيت من أجلهِ ؟ |
| Buraya ne için geldiğini çok iyi biliyorum ve sen de aradığının bende olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أَعْرفُ جيداً ما جِئتِ من أجلهِ وأنت تَعْرفين جيداً بأنّهن عِنْدي |
| Onun için ne kadar aldın, seni manyak sürtük? | Open Subtitles | كم تلقّيتِ من أجلهِ أيتها العاهرة المخبولة؟ |
| Ve o zaman bana her kim ihanet ettiyse, şu an da Onun için çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | وأياً من كان يخونني حينها رُبما يكون يعمل من أجلهِ اليوم. |
| İnandığınız şeyler için savaşıyorsunuz, daha iyiye gitmesini umarak sesinizi duyurmaya çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | و تدافعُ عن الذي تؤمنُ به, لذلك للقول , أنَّك قلت ما تريده للعالم. و تأملُ أن يتحوّلَ الأمر بشكلٍ جيّدٍ من أجلهِ. |
| Onun için iş yaptığımız her sefer, hayatımızı tehlikeye atıyoruz. | Open Subtitles | أنصتِ، كل مرة نقومُ بالسرقة فيها من أجلهِ فإننا نخاطرُ بحياتنا. |
| Onun ve mirası için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سوف أفعل أى شيء من أجلهِ. و تُراثه. |
| Onun ve mirası için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سوف أفعل أى شيء من أجلهِ. و تُراثه. |
| Onun için yapabileceğimiz bir şey yok artık. | Open Subtitles | لا يمكننا فعلِ شيءً من أجلهِ الأن |
| Umarım Onun için yaptığın fedakarlığın değerini biliyordur. | Open Subtitles | آملُ أنّهُ يقدّرُ ما فعلتهُ من أجلهِ |
| Bu çok aşağılayıcıydı. Onun için çok kötü hissetmiştim. | Open Subtitles | كان الأمرُ مُهيناً للغاية ... لقد شعرتُ بإنزعاج شديد من أجلهِ فحسب |
| Onun için döneceğime yemin ettim. | Open Subtitles | وعدتهُ بأني سأعود من أجلهِ |
| Onu kurtarmak için ölür müsün? | Open Subtitles | أنت تريد الموت من أجلهِ |
| Almak için geldiğiniz şey elinde. | Open Subtitles | أنّكم أخذتم ما جئتم من أجلهِ. |
| Shashi, Onun için çok şey yaptı... | Open Subtitles | ..بعد كل ما فعلهُ (شاشي) من أجلهِ ! |
| Evet, ve ben artık Onun yanında olamam. | Open Subtitles | ،أجل، و لا أستطيع التواجد من أجلهِ بعد الأن لا أستطيع فحسب |