"أجل لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • hiç uğruna
        
    • hiç için
        
    • boşuna
        
    • Hiçbir
        
    Kendimi bir hiç uğruna feda ediyorum. Görüyorsun, bıktım artık. Open Subtitles لقد ضحيت بنفسي من أجل لا شيء لقد ضجرت منك
    Bir hiç uğruna yıllarca tepeden tırnağa koyu renk elbiseler giymedi. Open Subtitles لم يقضي السنوات مرتدياً الطباشير الملّون معقدّاً من أجل لا شيء
    Katır yok, altın yok. hiç uğruna vurulmanın alemi yok. Open Subtitles لا بغال، لا ذهب لا فائدة لتبادل اطلاق النار من أجل لا شيء
    Beni takımdan çıkardın, Koç. Bunu bir hiç için yaptın. Open Subtitles لقد عاقبتني أيها المدرب وفعلت ذلك من أجل لا شيء
    Size bunca yolu bir hiç için getirtmem gayri medeni olurdu. Open Subtitles سيكون هذا قسوة مني أن أجعلك تقوم بهذه الرحلة الطويلة من أجل لا شيء
    - Adamım, bu kaba boşuna mı işedim şimdi ben? Open Subtitles هذا يعني أنني تبولت في كأسي من أجل لا شيء؟
    Sürüngenlerle, aşağılık heriflerle çıkıp, kendini hiç uğruna satmak mı istiyorsun? Open Subtitles الوضيعين المنحطين فى الشارع. أتبيعين شرفك من أجل لا شىء يا صغيرتى؟
    Bir hiç uğruna 20 adamımı havaya uçuracağını söylemek istiyorsun. Open Subtitles لا أسمح لك بتفجير 20 من رجالى من أجل لا شيء
    Hiçbir işe. Herşey bir hiç uğruna mı oldu? Ben bu işe bir hiç uğruna bulaşmadım, herşey koca bir hiçe sahip olayım diye değildi. Open Subtitles لا فائدة من ذلك ، وأنا لم أفعل ما فعلته من أجل لا شيء
    Herşey bir hiç uğruna mı oldu? Ben bu işe bir hiç uğruna bulaşmadım, herşey koca bir hiçe sahip olayım diye değildi. Open Subtitles لا فائدة من ذلك ، وأنا لم أفعل ما فعلته من أجل لا شيء
    Evet, bir hiç uğruna onu buraya kadar kovalamadık! Open Subtitles أجل فنحن لم نطاردها كل هذا من أجل لا شيئ
    - Bir hiç uğruna haftasonunu berbat ettiğim için üzgünüm Bones. Open Subtitles أنا آسف لأنني افسدت عليك عطلتك من أجل لا شيء ليس من أجل لا شيء
    Sizi bir hiç uğruna buraya kadar sürüklediğim için özür dilerim. Anlamıyorum. Open Subtitles أنا آسف لإقحامكم في كل هذا من أجل لا شيء
    Bunca yolu bir hiç için gitmenize göz yummamız gayri medeni olurdu. Open Subtitles سيكون من القسوة منجانبنا أن ندعك تقوم بمثل هذه الرحلة الطويلة من أجل لا شيء
    Ne yani, gerçeği bir hiç için mi söyledim? Open Subtitles ماذا؟ تقصدين، أني قلت الحقيقة من أجل لا شيء؟
    Ama öyle olmayacağını biliyorsunuz. Onu bir hiç için feda ediyor olabilirsiniz. Open Subtitles ولكن أنت تعرف أنه لن يحدث وستكون التضحية به من أجل لا شيء
    Bu kadar yolu bir hiç için geldik. Open Subtitles لقد أتينا كل هذه المسافة إلى هنا من أجل لا شيء
    O halde bu kadar yolu boşuna gelmişsiniz. Open Subtitles إذن فقد حضرت من رحله طويله جدا من أجل لا شئ
    Sanki etrafta boşu boşuna koşturuyor gibiyim. Open Subtitles يبدو دائمًا أنني أمشي في الأرجاء, ولكن كل ذلك من أجل لا شيء.
    - Şey beyler, korkarım o kadar yolu boşuna geldiniz. Open Subtitles حسنا، أنا أخشى أنكما ايها السادة قمتما برحلة طويلة من أجل لا شيء
    Hiçbir konuda verimlilik uzmanı değil ama değil mi şeker şey? Open Subtitles إنه ليس خبيراً استشارياً للكفاءة من أجل لا شئ ، أليس كذلك أيها الحلاوة ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more