kanatlarını çırptığını görmekten çok mutlu olduk ve zarifçe uçup gitti. | TED | وكنا في غاية السعادة على مرآه يرفرف أجنحته ويطير مبتعدًا برشاقة. |
Artık onları uçmak için kullanmasalar da bu kuşların çoğu, kanatlarını başka yollarla yeniden kullanırlar. | TED | بالرغم من أنهم لم يعودوا يستخدمونها للطيران، العديد من هذه الطيور يعيد توظيف أجنحته في استخداماتٍ أخرى. |
kanatları gelişmiş olmasına rağmen uçuş kabiliyeti zayıftır ancak çok hızlı koşabilir. | Open Subtitles | بغض النظر عن تطور أجنحته فالطائر ليس لديه القدرة على الطيران ولكن يمكنه الركض بسرعة شديدة |
Saydam kanatları bir kartalınkinden uzun olduğunda, avcunun içindeki yarayı sarar. | Open Subtitles | عندما تكون أجنحته الشفافة التي بطول أجنحة النسر والتي عندما تكون مطوية تكون بحجم راحة اليد |
Teknik, hasmının başının üzerine uzanmak ve çeneni Kanat kabuğunun altına geçirmektir. | Open Subtitles | تكمن البراعة بأخذ مكانٍ فوق رأس الخصم وغمد أفكاكه أسفل أغطية أجنحته. |
Ayı kanatlarına almış Uçan yabani kazlar | Open Subtitles | أوز بري و هو يطير و ضوء القمر يتخلل أجنحته |
Kanatlarının olduğu yer burası. | Open Subtitles | كانت أجنحته هنا |
İyi. başlangıçta biraz sorun yaşadım, ama sonra kanatlarını kırptım, hiç sorun kalmadı. | Open Subtitles | بخير. كان مشاكساً جداً في البداية ولكن منذ أن قصصت أجنحته لم تعد هناك مشكلة |
Tüm pterosaurlar gibi, o da dev kanatlarını kullanıyor karadan yükselen ılık hava akımlarında süzülmek için. | Open Subtitles | وككل الزواحف الطائرة العملاقة يستخدم أجنحته الهائلة للركوب على تيارات الهواء الحار التي تصعد لفوق اليابسة |
Bölgesini kollayan bu erkek, dişilerin ilgisini çekebilmek için güzel kanatlarını sergileyerek özel bir uçuş tekniği uyguluyor. | Open Subtitles | هذه أثناء القيام بحراسة منطقتها تستخدم طريقة خاصة بالطيران مظهرا أجنحته الجميلة ويدعو الإناث إلى الأنضمام إليه |
kanatlarını çözmezsek tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | قد يكون خطيراً إذا نزعنا الأوتاد من على أجنحته |
Ama heyecanı çok fazlaydı ve durmadan yükseldi, yükseldi, ta ki güneş kanatlarını eritip onu denize düşürene kadar. | Open Subtitles | ولكن بهجته كانت كبيرة، لذا طار أعلى وأعلى حتى أذابت الشمس أجنحته وسقط في البحر. |
Kartalı yakalayabilirsin ama kanatlarını kırpamazsın. | Open Subtitles | قد تصطاد النسر, ولكنك لن تستطيع سلب أجنحته! |
Güneş'e çok yakın uçtuğu için kanatları erimiş. | Open Subtitles | لقد حلق قريبا جدا من الشمس، فذابت أجنحته. |
Uçamaz, aşırı şişman, kanatları işe yaramaz şekilde titrek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. | Open Subtitles | لا يستطيع الطيران، سمين للغاية يخفق أجنحته عبثًا يتجه نحو الإنقراض |
- Avladığım şey kanatları bir nehir kıyısından diğerine kadar uzanan büyük bir kuştu. | Open Subtitles | طائر كبير حيث ... ... أجنحته تمتد من ضفة نهر للضفة الأخرى ... |
kanatları biraz titredi, demek ki bir şeyi yok. | Open Subtitles | أجنحته ترتعش قليلا فقط لذا سيكون بخير |
kanatları hareket ediyordu. | Open Subtitles | أجنحته كانت تتحرّك |
Sonraki öğreneceğin şey, ona katlanabilir Kanat ve roket kollar takacakları. | Open Subtitles | الشيئ التالي الذي تعلميه, سيعطوها أجنحته القابلة للطى, و ذراعاه الصاروخيان |
Veya kuşlarda, uyarının alt seviyelerinde yürüyüş, üst seviyelerinde Kanat çırpma arasında geçiş yapabilirsiniz. | TED | أما بالنسبة للطيور، يمكن أن يُغيّر الطير على مستوى منخفض من التحفيز، ويُرفرف أجنحته على مستوى عال من التخفيض. |
Kanat zarını kemiren parazitlerin istilasına uğramış durumda. | Open Subtitles | اجتاحته الطفيليات التي تعض أوعية غشاء أجنحته |
Ayı kanatlarına almış Uçan yabani kazlar | Open Subtitles | أوز بري و هو يطير و ضوء القمر يتخلل أجنحته |
Kartal ailesinin en geniş kanatlarına sahiptir. | Open Subtitles | أجنحته عريضة جداً وبها مساحة سطح أكبر من أىّ عقاب آخر |
"Seni Kanatlarının altına alacak... "...ve sen O'na sığınacaksın. | Open Subtitles | "بخوافيه يظللك، وتحت أجنحته تحتمي |