| Beni daha çok sevdiğini sanıyordum. Ve gece kendini öldüreceğini. | Open Subtitles | إعتقدت أنك أحببتني بما فيه الكفايه لتنفجر و تقتل نفسك. |
| Beni çok sevdiğini ama benim gözlerimin önünde azar azar ölmektense hala yaşıyorken... | Open Subtitles | قلت إنك أحببتني كثيراً جداً، لكنك فضلت الموت والخلاص طالما ما تزال حيًا |
| Gerçekten beni bir anlık bile olsa hiç sevdin mi? | Open Subtitles | هل سبق و أن أحببتني حتى فقط في يوم واحد أَو في لحظة واحدة؟ |
| Bakalım. Peki sen öğrenince daha mı çok sevdin? | Open Subtitles | فهمت، أنت بمجرد أن عرفتني أحببتني أكثر, إيه ؟ |
| Aptalca birşeydi ve hiçbir anlamı yoktu. Beni yeterince seviyorsan affedersin. | Open Subtitles | كان عمل غبياً ولم يعني شيء إن أحببتني كفاية ستسامحني |
| Beni sevdiğin içinde bu insanları doğmaları senin için çalışmaları için mahzene tıktın. | Open Subtitles | عندما أحببتني سجنت هؤلاء الناس في الأسفل هنا، ليعيشوا ويموتوا ويعملوا من أجلك؟ |
| Bir anlığına da olsa beni sevdiysen bir an da olsa iyi biri olduğumu düşündüysen söyleyeceklerimi dinle. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي وقت أحببتني فيه, إذا كان هناك أي وقت ظننتي أني شخص جيد, حينها أريدك أن تسمعي هذا |
| Sezar'dan en çok nefret ettiğin zaman bile Cassius'tan çok seviyordun onu. | Open Subtitles | وإني أعلم أنك في أقصى درجات كرهك له.. كنت تحبه أكثر مما أحببتني في أي وقت مضى |
| Uzun zaman olduğunu biliyorum. Ama bir zamanlar beni sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أدري أنه مر زمن طويل، ولكنني أعرف أنك أحببتني ذات مرة.. |
| Yani, O'na beni sevdiğini söyledim ama bu onun kafasını karıştırmak içindi. | Open Subtitles | أعني أني قمت بإخباره بأنك أحببتني أيضاً، لكنني كنت أعبث برأسه وحسب |
| Beni sevdiğini söyleyip sonra bana bunu nasıl yaptın? | Open Subtitles | كيف أمكنك أن تقول بأنك أحببتني وتفعل ذلك بي ؟ |
| Beni sevdiğini hiç düşünmedim. Bana acıdığını söyledin. | Open Subtitles | لم أظن أنك أحببتني أصلاً قلت لي إنك أقمت علاقة معي لدافع الشفقة |
| tüm yapman gereken beni sevdiğini söylemek, ve ben herşeyi eski haline getireceğim. | Open Subtitles | كل ماينبغي عليك قوله .. بأنك أحببتني وسوف أتحمل عواقب ذلك الأمر |
| Herkes beni kullandı sadece sen sevdin beni. | Open Subtitles | لقد إستغلني جميع من حولي . إنتِ الوحيدة التي أحببتني |
| Bir kere sevdin mi kalbinden silemezsin. | Open Subtitles | أحببتني مرة من قبل، و ذلك لا يمكن أن يمحى |
| Beni hiç sevdin mi? Bir anlık bile. | Open Subtitles | هل أحببتني في حياتك، حتى للحظة واحدة؟ |
| Ne olursa olsun daima beni sevdin, değil mi? | Open Subtitles | دائماً أحببتني مهما أفعل صحيح ؟ |
| Beni seviyorsan beni biraz olsun sevdiysen onu serbest bırak. | Open Subtitles | إذا كنت تحبني أذا أحببتني يوما دعها تذهب |
| Beni sevdiğin için bana nazik olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت بأنكي تعاملتي معي بلطف لأنكِ أحببتني. |
| Priya, eğer beni sevdiysen... bir şeyler söylemem için bana 5 dakika ver. | Open Subtitles | بريا, لو كُنتِ أحببتني اعطيني خمسة دقائق فقط لأقول ما لديّ |
| Ve beni çok seviyordun..ama bu kadar çabuk olacağını sanmıyordum | Open Subtitles | أعرف أنكَ أحببتني كثيراً لكن لم أتوقع أن تقوم بهذا بسرعة |
| Eğer ben bir rahip değil de haham olsaydım, pişmanlık duymadan bana âşık olabilirdin. | Open Subtitles | لو لم أكن قسا .. لو كنت حاخاما لكنتِ أحببتني دون أي شعور بالذنب |
| * Aşkındır bana olan * | Open Subtitles | * لأنك أحببتني * |
| Sanırım, benden birkaç espri bildiğim ve seni güldürebildiğim için hoşlandın. | Open Subtitles | أعتقد أنّك أحببتني لأنني كنت أعرف بعض النكت التي جعلتكِ تضحكين. |
| Beni bir zamanlar sevmiştin, tekrar seveceksin. | Open Subtitles | لقد أحببتني مرة و ستحبينني ثانية |
| Bir an bile olsa hiç beni sevmedin mi? | Open Subtitles | ألم تكن هناك مرةٌ، بأنكِ أحببتني ولو بشيء بسيط؟ |