Bu işin sevdiğim yanı da bu. Hem mali açıdan ödüllendiriliyorsun hem de her gün yeni bir şey öğreniyorsun. | Open Subtitles | هذا ما أحبه في هذه المهنة، فهي مربحة ويمكنك أن تتعلم شيئاً جديداً يومياً |
Sanatın sevdiğim yanı da bu.. | Open Subtitles | .. هذا ما أحبه في الفنّ |
Her limanda bir sevgilin falan var mı? | Open Subtitles | أذاً لديكِ مثلاً أحبه في جميع أنحاء العالم |
Her limanda bir sevgilin falan var mı? | Open Subtitles | أذاً لديكِ مثلاً أحبه في جميع أنحاء العالم |
Bunda en çok hoşuma giden şey, gün boyunca protezin tamamını-- | TED | ما أحبه في هذه اللقطة هو أنك تستطيع رؤية ضوء النهار خلالها. |
İşin tek sevdiğim yönü işte bu. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الوحيد الذي أحبه في هذه المهنة. |
Opalin sevdiğim özelliği kendine has koşullarda oluşmasıdır. | Open Subtitles | ما أحبه في الأوبال أنه يتشكل في مجموعة ظروف خاصة |
İşte oyunun sevdiğim yanı bu. | Open Subtitles | وهذا ما أحبه في اللعب |
Rene'nin en çok sevdiğim yanı ne biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلمين ما أكثر شئ أحبه في (رينيه) ؟ ؟ |
Şikago'nun sevdiğim yanı ne, biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف ما أحبه في "شيكاغو"؟ |
Alt çamaşırı giymemenin en çok nesi hoşuma gidiyor biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم ما أحبه في الأغلب حول عدم إرتداء ملابس داخلية؟ |
Avrupa'nın en çok sevdiğim yönü bu işte. | Open Subtitles | هذا شيء أحبه في أوروبا رغم هذا |
Bu işin sevdiğim yönü de bu, yeni şeyler öğreniyorsun. | Open Subtitles | ،هذا ما أحبه في هذا العمل تتعلم الأشياء |
Joel McCrea'nın sevdiğim özelliği, dramatik oyunu oynayabilmesi ve o hafif dokunuşu verebilmesi. | Open Subtitles | ما أحبه في (جويل ماكريا) هو يمكننه أن يلعب الدراما ويمنحك لمسة لطيفة. |