"أحبّها" - Translation from Arabic to Turkish

• seviyorum
• sevdiğim
• sevdiğimi
• bayıldım
• sevdiği
• sevdim
• aşık
• severim
• severdi
• Bayılıyorum
• seviyordu
• seven
• seviyor
• hoşlanmıyorum
• sevmem

Karım Faslı. Onu çok seviyorum, ama ayrıca ondan nefret ediyorum.
زوجتي مغربيّة أحبّها كثيراً، ولكنني أكرهها أيضاً

Çünkü onu senin sevebileceğinden daha fazla seviyorum.
لأنّي أحبّها أكثر مما قد تحبيها في حياتكِ.

Bu hayatta gerçekten sevdiğim bazı şeyler vardır, ve fikrimi kimse değiştiremez.
هنالك بعض الأشياء المُعيّنة في هاته الحياة و الّتي أحبّها حقّاً و لا أحدَ باستطاعته تغيير ذلك

Yani kuramına göre, oraya gideceğim, onu sevdiğimi söyleyeceğim ve kuraklık sona mı erecek?
لذا طبقا لنظريتك أمشي في هناك، أخبرها أحبّها والجفاف هل ينتهي؟

bayıldım. Makinenin reostasını çıkardım.
أحبّها, لقد أخرجت منظّم التيار من المحرك

Ev ödevini getirdim ve onu seviyorum.
،أنّني جلبتُ فروضها المنزليّة وأنّني أحبّها

Nişanlıyım, evleneceğim ve nişanlımı seviyorum, tamam mı?
لأنّ لديّ خطيبة وعلى وشك أن أتزوّجها كما أنّي أحبّها.

Çünkü nişanlıyım, evleneceğim ve nişanlımı da çok seviyorum.
لأنّ لديّ خطيبة وعلى وشك أن أتزوّجها كما أنّي أحبّها.

- Seni seviyorum. - Ben de seni.
إنّها ذكيّة، عطوفة، جميلة، مرحة وإنّي أحبّها بجنون.

Onu bunu yapmayacak kadar çok seviyorum.
إنّي أحبّها كثيراً إلى درجة أنّي ما كنتُ لأسمح بحدوث ذلك.

Sadece bana sevdiğim kadını getirmedi, gazetenin tirajını da daha basımdayken artırdı!
فهو لم يُعد لي المرأة ,التي أحبّها فحسب بل زاد من مبيعات الصحيفة كذلك

Sen en iyi arkadaşımsın, ve aynı zamanda, sevdiğim kadınsın.
إنك أعزّ أصدقائى و المرأة التى أحبّها أيضاً

Çok sevdiğim channel parfümünü sürmen gibi.
ووضع تلك الرائحة التي أحبّها كثيراً جداً

Solo ameliyattan önce ona onu sevdiğimi söyledim.
اعترفتُ لها بأنّني أحبّها قبلَ جراحةٍ منفردة

Ayrıca onu ne kadar sevdiğimi söylemem gerekiyormuş.
بالإضافة، يلزمني أن أقول لأيّ درجة أنا أحبّها

Eğer başaramazsam bana bir eş bulun ve onu sevdiğimi söyleyin.
إذا لم تتسنَّ لي النجاة، فاعثرا لي على زوجة، وبلّغاها أنّي أحبّها.

Bebeğin buna bayılacak, çünkü ben bayıldım!
تعلمون أنّ الطّفل سيحبّ هذا، لأنّني أنا أحبّها

Onu sürekli babasıyla, babannesiyle, sevdiği insanlarla ve İsa ile hayal ediyorum.
أتخيّله مع أبيه ومع جدّته التي أحبّها ومع المسيح

Hayır, canımı sıktığı falan yok. sevdim onu. Aslında beni eğlendiriyor.
كلا، إنّها لا تغيظني، أنا أحبّها في الواقع، هي تسلّيني

Nancy'e aşık olan iki adam daha vardı, fakat o sadece birini sevdi.
لقد أحبّها رجلين ولكن واحد فقط من أحببته

Politikacıları severim. Gerçekten severim.
أحبّ السياسة، أنا كذلك بالفعل ، أحبّها حقاً.

Evet, onu severdim. Onu herkes severdi.
أجل، قد أحببتها الكلّ قد أحبّها.

Ben Bayılıyorum.
إمّا تحببها, أو تكرهها بالنسبة لي, أحبّها

Yalan makinesinden zorlanmadan geçti. Ayrıca onu seviyordu gibi görünüyor.
ناوله "البوليستر" ذو الألوان , حسب ما بدا لي أنه أحبّها فعلاً .

Sanırım bu dünyada onu benim kadar saf bir sevgiyle seven bir tek sensin.
إنّك على الأرجح الشّخص الوحيد بالعالم الذي أحبّها مثلما أحببتها.

- Hâ. Sekreteri olduğu için, onu seviyor olmalı.
لأنها كانتَ سكريتريته، لابدَ من أنهُ أحبّها.

Onları masamın üzerinde görmekten hoşlanmıyorum.
لستُ مُتأكّداً إذا كنتُ أحبّها على مكتبي.

Onu yıllar önce terk etmek istedim, onu çok fazla sevmem dışında.
كنت سأتركها منذ زمن طويل، إلا أني أحبّها كثيرا جدا.