Senin veya başkasının yapıtı yok etmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لن أسمح لك أو لأي أحدٍ آخر , أن يدمّر القطعة الأثرية |
O halde, bunu yapanları bir başkasının çocuğuna zarar vermeden önce yakalayabilmek için elinizden geleni yapacağınıza eminim. | Open Subtitles | أنا واثقة إذاً أنك ستفعلين ما بوسعكِ لإيجاد من فعل هذا، قبل أن يؤذوا ابن أحدٍ آخر |
başkası veya kendiniz için tehlike oluşturduğunuza inanmama neden olacak bir şey söylemediğiniz sürece, anlatamam. | Open Subtitles | الا أذا قلتنْ لي شيئآ يجعلني أصدق أنكنْ لستنْ خطرات على أنفسكنْ أو على أحدٍ آخر |
Ve bu işi bir başkasına verirsen, onlar da ona hep hayır diyecekler, çünkü- | Open Subtitles | ولو عهدتِ به إلى أحدٍ آخر لأجابهُ دوماً بالرفض |
Gerçeğin belirsizlik olduğunu fark etmedim. Benden başka biri var mı fark etmeyen? | Open Subtitles | لم أدرك أن الحقيقة ستكون بعيده عن الأنظار هل من أحدٍ آخر ؟ |
başka kimse almıyormuş. Ayrıca sarımsaklı salatalık turşusu da yok. | Open Subtitles | لن يشترى منهم أحدٍ آخر ولن يكون هناك مزيداً من المخللات والثوم |
Babasını geri getirmek için başka birinin ölmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لذا، في سبيل إعادة أبيها، على أحدٍ آخر أن يموت. |
Lütfen, lütfen dikkatleri benim üstümden al ve artık başka biriyle uğraşsınlar. | Open Subtitles | أرجوك، أرجوك، أبعد دائرة الضوء عنّي و سلّطها على أحدٍ آخر. |
- Bekleyemem. Bir daha ne benim ne de başkasının canını yakacak. Bundan emin olacağım. | Open Subtitles | أوّد التيقن بأنّه لن يُؤذيني أو يُؤذي أي أحدٍ آخر مُجددًا |
Başarısız bir firar girişimi yüzünden hücreye atılacaksam hatanın benim olmasını isterim, başkasının değil. | Open Subtitles | إن كنت سأذهب للإنفرادي بسبب هروبنصفغبيلمينجح ... أريد أن يكون الذهاب بسبب خطئي ... ، وليس خطأ أحدٍ آخر. |
Bir başkasının malına zarar vermeyeceğiz. | Open Subtitles | نحن لن نقوم بتدمير ممتلكات أحدٍ آخر. |
Gerçeğin gri bir gölge olduğunu fark edemedim. başkası var mı? | Open Subtitles | لم أدرك أن الحقيقة ستكون بعيده عن الأنظار هل من أحدٍ آخر ؟ |
Silah bunu değiştirmeyecek. Ne senin, ne başkası için. | Open Subtitles | المسدس لن يغيّر شيئًا، لكِ أو لأي أحدٍ آخر |
Sen görevini yaptıktan sonra ne Lily ne başkası umurunda olur. | Open Subtitles | وليس عليك أن تقلقي بشأن "ليلي" أو أي أحدٍ آخر. |
başkasına yapsam ayıp olurdu. | Open Subtitles | سيكون ذلك فضيعاً إن فعلتها .بمنزل أحدٍ آخر |
Eğer ona istediğini vermezsek, o da başkasına gider. | Open Subtitles | إن لم نسلّمها إياها، ذهبت إلى أحدٍ آخر |
Yerine getirilmesini istiyorsan başkasına git. | Open Subtitles | اطلب من أحدٍ آخر إذا رغبت أن يتحقق |
Ama senin için yaptığım şeyi başka biri için yapmazdım. | Open Subtitles | ولكن ما فعلته لأجلك ما كنتُ لأفعله لأي أحدٍ آخر |
İçindekileri dökmek isteyen başka biri daha var mı? | Open Subtitles | أما من أحدٍ آخر يرغب بالإفصاح عمّا بخلده؟ |
Ve bu olduğunda onların sorumluluklarını başka biri yüklenir. | Open Subtitles | وحينما يحدث ذلك يقع الاعتناء بهم على عاتق أحدٍ آخر |
Bir yerlerde gömülü bir hazine varsa başka kimse bunu bilmemeli. | Open Subtitles | , حسناً، إذا كان هنالك كنزٌ بالخارج لا نريد لأي أحدٍ آخر أن يعلم بشأنه |
Çünkü başka birinin daha zarar görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لأنّني، لا أريد لأيّ أحدٍ آخر أنّ يُمسّ بأذى، و .. |
Bunu başka biriyle konuştu mu? | Open Subtitles | هل تحدّث عن هذا الأمر مع أيّ أحدٍ آخر ؟ |
Hiç kimsenin ve hiçbir şeyin Ziyaretçilere zarar vermesine müsaade etmeyeceğim, nokta. | Open Subtitles | لن أسمح لأيّ شيء أو أيّ أحدٍ آخر أن يؤذي الزائرين، نقطة |