"أحد الأسباب" - Translation from Arabic to Turkish

    • sebeplerinden biri
        
    • nedenlerinden biri
        
    • olmasının
        
    • bir sebebi
        
    • bir sebep
        
    • sebeplerimden biri
        
    • nedenlerinden birisi
        
    • sebeplerimden birisi
        
    • nedenlerinden biridir
        
    • sebeplerinden biridir
        
    • sebeplerden biri
        
    • nedenlerden biri
        
    Sigaranın oksijen yoksunluğu ve nefes darlığına yol açmasının sebeplerinden biri budur. TED وهذا أحد الأسباب التي تجعل التدخين يؤدي إلى نقص الأكسجين وضيق التنفس.
    Çoğu zaman sinirlisinizdir Bence bu tartışmanın bu denli yüklü olmasının sebeplerinden biri her birimizin kalbinde yeri olmasi, doğru mu? TED ستصبح غاضبًا في أغلب الوقت، وأعتقد أحد الأسباب لكون هذا الخطاب مشحونًا هو دخوله للقلب مباشرة صحيح؟
    Kısa dönemli hafıza kaybının nedenlerinden biri ne biliyor musun? Zührevi hastalıklar. Open Subtitles أتعرف أن الأمراض التناسلية هي أحد الأسباب المؤدية لفقدان الذاكرة قصير المدى؟
    Bu, genel olarak devlet istatistiklerinin özel istatistiklerden daha iyi olmasının sebeplerinden biridir. TED هذا هو أحد الأسباب الذي يجعل إحصائيات الحكومة أفضل بكثير من الإحصائيات الخاصة.
    Dedim ki, amcanızın hatırlanmasının bir sebebi de şudur O, aya adam göndereceğimizi söyledi ve bunu on senede gerçekleştireceğimizi belirtti. TED أخبرته أنه أحد الأسباب التى جعلت عمه مذكور هو لأنه قال : سنرسل رجل إلى القمر وسنفعل ذلك بنهاية العقد .
    Öldürmemem için bir sebep ver. Open Subtitles أعطِني أحد الأسباب لِماذا أنا يَجِبُ أَنْ لا.
    Sanırım onunla evlenme sebeplerimden biri annemden intikam almak içindi ...çünkü tüm bu düşünceye karşı bir duruş gibiydi... Open Subtitles أعتقد أحد الأسباب التي جعلتني أتزوجها كانت لأنتقم من والدتي لأنه كان إضراباً نوعاً ما ضد الفكرة الكاملة لـ...
    Ve bu, sorunun konuşulmasının bu kadar zor olmasının ana nedenlerinden birisi... ...ve bence genel olarak bu sorun hakkında konuşmanın... ...politik olarak kabul edilemez olmasının altındaki sebep. TED وهذا هو أحد الأسباب الأساسية التي تجعل هذه المشكلة من الصعب الحديث عنها ، وبصفة عامة أعتقد أنه السبب الأساسي أنه كان من غير المقبول سياسيا الحديث عن هذا.
    Bu da burayı öncelikli tedavi merkezim yapma sebeplerimden birisi. Open Subtitles هذا هو أحد الأسباب لإختياري هذا المكان كمنشأة رعايتي الصحية الأساسية
    Çevresel seslerin Kuzey Denizi'nde bu denli düşük olmasının sebeplerinden biri de budur. TED هذه هي أحد الأسباب التي تجعل مستويات الضوضاء المحيطة بالمنطقة القطبية الشمالية منخفضة للغاية.
    İşte bu da, bir robot istilası yaşıyoruz dememin sebeplerinden biri. TED إن هذا هو أحد الأسباب الذي يدعو للقول بأن غزو الروبوتات يحدث حالياً.
    Bazen izlediğimiz yol oldukça çekilmez olabiliyor fakat bu yolda ilerlemeye devam etmenin sebeplerinden biri de birlikte yürüyebileceğin biri bulmaktır. Open Subtitles الطريق طويلة و أحياناً عسيرة لكن أحد الأسباب التي تجعلنا ننجح بعبور ذلك الطريق هو وجود شخص يسير معنا
    Yetişkinlerin bile terapiye gelmesinin sebeplerinden biri başkalarının olmasını istediği kişiyle aslında oldukları insanı birbirinden ayırmaktır. Open Subtitles أحد الأسباب التي تجعل حتى الراشدين يقصدون العلاج ليقوموا بفصل ذاتهم عن ما يريد منهم الأشخاص الآخرين أن يكونوا عليه
    Evi terk etmemin sebeplerinden biri de budur. Open Subtitles و هذة أحد الأسباب التي غادرت دياري من أجلها
    Sana aşık olmanın sebeplerinden biri de bu işte. Open Subtitles هذا أحد الأسباب العديدة التي أحبك من أجلها
    Bu mesleği seçmemin ve işimi iyi yaptığımı hissetmemin en önemli nedenlerinden biri gördüğünüz gibi doğuştan şüpheci olmam. Open Subtitles أحد الأسباب الرئيسية الذي جعلني أنخرط في هذه الوظيفة ويجعلني أشعر بأنّي بارع بالعمل هو أنّي دائم الإرتياب بالفطرة
    Bu AIDS'in Afrika'da Avrupa'da olduğundan çok daha hızlı yayılmasının bir sebebi. TED هذا أحد الأسباب لإنتشار الإيدز في أفريقيا بأقصي سرعته, وليس بنفس السرعه في أوروبا.
    İşte bu da ölmen için yeterli bir sebep. Open Subtitles إذن هذا أحد الأسباب التي من أجلها يجب أن تموتي
    Biliyorum. Bu da ayrılma sebeplerimden biri. Open Subtitles أنا أعلم ذلك , وهذا أحد الأسباب الذي جعلني أغادر
    İktidarsızlığın fiziksel nedenlerinden birisi olağan hazırlıksız ereksiyon kaybı. Open Subtitles أحد الأسباب العضوية للعجز الجنسي هوَ قِلَّة الانتصاب العفوي المُتكرر
    Bu da burayı öncelikli tedavi merkezim yapma sebeplerimden birisi. Open Subtitles هذا هو أحد الأسباب لإختياري هذا المكان كمنشأة رعايتي الصحية الأساسية
    Kronik alkolizm kısa süreli hafıza kaybının nedenlerinden biridir. Open Subtitles إدمان الخمور المزمن هو أحد الأسباب المؤدية لفقدان الذاكرة القصير المدى
    Biyoloji için çok, çok iyi ayrıca büyük esneklik için sebeplerden biri. TED وهو جيد جداً لعلم الأحياء أيضاً انها أحد الأسباب التي تعود لها مرونتها الكبيرة
    Görünüşe göre nedenlerden biri ekonomik ve yapısal. TED فمن الواضح أن أحد الأسباب هو اقتصادي أو عمراني هيكلي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more