| Seni uyarıyorum, çünkü bütün kalbimle seni seviyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن أحذركِ لأني أحبكِ من كل قلبي |
| Dallas seni uyarıyorum boş yere, çok yorulacaksın... | Open Subtitles | أحذركِ يا دالاس أنتِ تكوّنين في ذهنكِ فكرة خاطئة. |
| Ve vurmadan önce her zaman uyarıyorum. Yine düzelmezsen tokadı yiyorsun. | Open Subtitles | أنا لا أضربكِ فقط، أن أحذركِ أولاً وحينما كنتِ لا تصغين، كنت أضربكِ |
| Uyarmadı deme! | Open Subtitles | لا تقول أنـّي لم أحذركِ. |
| Bayan Brisbane, sizi uyarmalıyım. Büyük bir şok yaşayabilirsiniz. | Open Subtitles | آنسة بريسبان ، لا بد لي من أن أحذركِ بأنكِ سوف تنصدمين قليلاً |
| Ama seni uyarayım, anca yük oluyor. | Open Subtitles | هو لكِ لكن عليّ أن أحذركِ, إنه يشكّل عبئاً إلى حدٍ ما |
| Deneyebilirsin ama seni uyarıyorum. Kızım inatçıdır. Hadi. | Open Subtitles | يمكنكِ المحاولة , ولكن أحذركِ فتاتي عنيدة |
| Sizi uyarıyorum, hava 55 dereceyi geçsin bırakır giderim. | Open Subtitles | أحذركِ, أذا كان الجو أكثر دفئآ من 50 درجه, |
| Seni uyarıyorum, bu meseleye karışman hem kendi itibarına hem de bayan giyim bölümüne kötü şöhret getirir. | Open Subtitles | أحذركِ , التدخل في هذا الامر سيجلب المخاطر إلى حياتك , و السمعة السيئة لقسم الملابس النسائية |
| Git hadi! Ama uyarıyorum bulaşıkları sabaha bırakırım. | Open Subtitles | إذهبي، لكن أحذركِ سأترك التنظيف حتى الصباح |
| Bu durumdan kurtulman için seni uyarıyorum. | Open Subtitles | فأنا أحذركِ... لكي تتجنبي ما هو أسوأ. |
| Seni uyarıyorum, yorgunum. | Open Subtitles | أحذركِ أنا متعب |
| Bakın sizi uyarıyorum. | Open Subtitles | إسمعي، أنا أحذركِ. |
| Bu işi kabul etme, Kitty. Seni uyarıyorum. | Open Subtitles | لا تقبلي هذه الوظيفة يا (كيتي) أنا أحذركِ |
| Ama seni uyarıyorum Gaby, eğer bu iş hallolmazsa... | Open Subtitles | لكنني أحذركِ يا ( جابي ) إن لم تجدي هذه الأوراق لذا ساعديني |
| Ondan uzak dur,seni uyarıyorum. | Open Subtitles | ابقي بعيدة عنها أنا أحذركِ |
| Ben sadece uyarıyorum. | Open Subtitles | {\pos(192,235)}،أنا أحذركِ فحسب شيء ما يافع |
| Uyarmadı deme. | Open Subtitles | لا تقولي لم أحذركِ. |
| Ama senin eşsiz özelliklerin hakkında bilgisi olmayan biri ile ilişki kurman konusunda uyarmalıyım. | Open Subtitles | ولكن أفترض أنه لا داعي لأن أحذركِ .. عن مخاطر التورّط في علاقة مع شخص ما الذي لا يعرف ظروفك الغريبة ؟ |
| Şimdiden uyarayım, bu tür konularda hiç iyi değilim. | Open Subtitles | لابد أن أحذركِ. لن أكون بارعاً بأي من هذه الأمور. |
| O halde biliyorsun. Güzel. Seni uyarmam gerektiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين ، حسناً ، كنت أريد أن أحذركِ - تحذرني ؟ |
| Ama, hey, ben buna razıyım, ikimizde atletik yapılıyız, diyorum ki... piyanoyu kırabiliriz. | Open Subtitles | المشكلة أنّنا نملك أجسام رياضيّة لذا , أحذركِ بأننا قد نكسر البيانو |
| Seni çok geniş bir aile istediğim konusunda uyarmalıydım. | Open Subtitles | عليّ أن أحذركِ بأنني أنتظر عائلة كبيرة جداً |