| Bayanlar ve baylar, lütfen koltuklarınıza dönün ve kemerlerinizi bağlayın. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة رجاءً عودوا إلى مقاعدكم وأربطوا أحزمة الأمان |
| Koltuklarınızı dik duruma getirin, ve emniyet kemerlerinizi kontrol edin. | Open Subtitles | تأكدوا من أنَّ مقاعدكم في الوضع الرأسي الرجاء ربط أحزمة الأمان إستعدادا لهبوطنا في مطار لوس أنجلوس الدولي |
| kemer tokaları yapmak ya da matkapla çalışmak gibi mi? | Open Subtitles | كعمل أحزمة المشابك أو تشغيل المثقاب الآلي؟ |
| kemer işaretlerini yakıyoruz. Çocukları yerlerine oturt. | Open Subtitles | سأفتح إشارة ربط أحزمة الأمان أخبر اولئك الفتيان أن يجلسوا |
| Gömlekler, takım elbiseler, kravatlar, kemerler ne isterseniz var. | Open Subtitles | لدينا قمصان, لدينا بدلات و ربطات عنق و أحزمة |
| Yolcu kilit sistemi aktif. | Open Subtitles | نظام أحزمة الأمان يعمل |
| Ben göğsüme çaprazlama cephane kemerleri takıp kırmızı bandana giymiyor olabilirim | TED | وانا لا أرتدى أحزمة ذخيرة تحت ملابسى وربطة رأس حمراء، |
| Araç koltuklarına bağlı emniyet kemerlerini test ederek işimizi kaybetmeyi göze alamayız." | TED | لا يمكننا المجازفة بخسارتهم بسبب اختبار أحزمة الأمان النسبي لمقاعد السيارة. " |
| Yine de, "ah" "oh"lar, "öldüm" "bittim"ler olma ihtimali hala var, bu yüzden, yerlerinize dönmenizi... ve kemerlerinizi bağlamanızı rica ediyorum. | Open Subtitles | لايزال هناك احتمال أننا يمكن أن نواجه بعض الإضطرابات والتقلبات، لذا فأنا أسألكم العودة إلى مقاعدكم وربط أحزمة الأمان الخاصة بكم. |
| kemerlerinizi bağlayın, Hiperaktif hıza geçiyoruz. | Open Subtitles | اربطوا أحزمة الأمان هناك بالخلف سوف ننتقل إلى السرعة الفائقة |
| kemerlerinizi bağlayın. İyi misin, Prenses? | Open Subtitles | ابقوا أحزمة الأمان مربوطة هناك بالخلف هل أنت بخير أيتها الأميرة؟ |
| Şimdi "kemer uyarı" ışıklarını söndüreceğim. | Open Subtitles | وسأقوم الان بإغلاق علامات ربط أحزمة الأمان |
| Şeklimiz bir daire olduğundan bu fonksiyonların her birini, ulaşımı kolay olacak şekilde amacına yönelik ihtiyacı karşılayacak oranda yer tahsis ederek ve "kemer"ler halinde yerleştirmek oldukça mantıklı görünüyor. | Open Subtitles | و حيث اننا نعمل مع دائرة يبدو منطقياً لوضع هذه المهام في أحزمة بناء على كمية الأراضي اللازمة لكل هدف |
| Çoraplar ellerine, kemer yok, paten. | Open Subtitles | ,جوارب في أيديهم لا أحزمة, أحذية بعجل منزلق |
| Zaptetme için çeşitli kemerler kullanılmış. | Open Subtitles | أحزمة مُتنوعة تُستخدم للتحكّم في شخص |
| Yolcu kilit sistemi aktif edildi. | Open Subtitles | تفعيل نظام أحزمة الأمان |
| Tüm kemerleri bağlayın. Tüm kapıları kapatın. | Open Subtitles | اربطوا جميع أحزمة الأمان اغلقوا جميع المداخل و المخارج |
| Çocuklarınız zıplayıp duruyorlar. Yerlerinde oturup, kemerlerini takıyor olmaları gerekirdi. | Open Subtitles | الأطفال يتقافزون، من المفترض أن يكونوا جالسين و مرتدين أحزمة الأمان |
| Ortaokulda garip bir şekilde daha o zamandan üç siyah kuşağı olan havalı çocuğu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ذلك الفتى الجذاب بالمدرسة الذي كان مقلَّدًا بثلاثة أحزمة سوداء؟ |
| Lütfen, sadece yerinizde kalın ve emniyet kemerlerinizin takılı olduğundan emin olun. | Open Subtitles | من فضلك ، إبق جالساً بمقعدك وقم بتأكد من ربط أحزمة الآمان |
| İnsanlar eskiden etrafa çöplük atarlardı, emniyet kemeri takmazlardı, kamusal binalarda sigara içerlerdi. | TED | اعتاد الناس رمي النفايات في الشوارع، اعتادوا ألا يلبسوا أحزمة الأمان، اعتادوا التدخين في الأماكن العامة. |
| Şu iki emniyet kemerini oturacak yere en yakın olacak şekilde kes. | Open Subtitles | سنقطع إثنان من تلك أحزمة المقعد كتقريب من المقعد يمكنك فعل ذلك |
| Kemerden vazgeçilmez. | Open Subtitles | لا أؤمن بالتخلي عن أحزمة البطولة. |
| Sizlerin bisiklet sürerken kask takmanız, arabalarınızda emniyet kemerinizin olması evlerinizi korumak için alarm sistemlerinizin olması harika ama o alarmlar çalmaya başladığında ne halt ediyorsunuz? | Open Subtitles | كم أنتم حريصين يا بشر... تعتمرون الخوّذ أثناء قيادة الدراجة لديكم أحزمة أمان في سياراتكم لديكم أنظمة الإنذار لحماية بيوتكم |
| Sahte kabadayıların, ve ergenlerin dans kemerlerinin ambalajları için harcanıp gidecek. | Open Subtitles | ضيعت على مطاوي مزيفة وعلى تعبئة أحزمة رقص المراهقين |
| Ada, birbirinin içine geçmiş dairesel deniz ve kara kemerlerinden oluşuyordu" diye yazmıştı. | Open Subtitles | لقد كتب : " تتكوّن الجزيرة من أحزمة مستديرة "من البحر واليابسة تحيط بعضها ببعض |
| Yük taşıyıcımız veya kaldırma kemerimiz, ya da yeterli kol kası gücümüz yok. | Open Subtitles | حسنا، نحن لا نملك بكرة أو أحزمة تسلق أو أي قوة جسمية قياسية للرفع |