| Benim hiç ikinci bir şansım olmaz. Bu sefer ne oldu? | Open Subtitles | لا أحصل على فرصة ثانية مطلقاً فما الذي حصل هذه المرة؟ |
| Bir daha böyle bir şansım hiç olmayacak. | Open Subtitles | لكنّي لن أحصل على فرصة مثل هذه ثانية أبدا. |
| Bir daha böyle bir şansım hiç olmayacak. | Open Subtitles | لكنّي لن أحصل على فرصة مثل هذه ثانية أبدا. |
| Daha önce söyleme fırsatım olmadı, ama iyi olmana sevindim. | Open Subtitles | لم أحصل على فرصة لأقول لك لكنني كنتُ سعيدة أنك بخير |
| Dün gece aceleyle ayrıldım bir güle güle deme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | مرحباً, لقد غادرت بعجلة الليلة الماضية لم أحصل على فرصة لقول الى اللقاء |
| Ara sokakta selam vermeye fırsatım olmadı. | Open Subtitles | أنا لم أحصل على فرصة لنقول مرحبا صحيح في الزقاق. |
| Selam. Satış ödülün için seni tebrik etme şansım olmadı. | Open Subtitles | مرحباً, لم أحصل على فرصة لأهنئك على جائزة البيع تلك |
| Buna inanamıyorum. Bunu yapmak için bir şansım olabilir mi? | Open Subtitles | لا أصدق هذا، أيمكنني أن أحصل على فرصة أخرى لأصحح ما فعلته؟ |
| Senin gibi bir kadın hayatıma giriyor ve benim hiç bir şansım yok. | Open Subtitles | إمرأةٌ مثلكِ تأتي في حياتي ولا أحصل على فرصة. |
| İlk izlenim için tek bir şansım var. | Open Subtitles | أنا سوف أحصل على فرصة واحدة من أجل الإنطباع الأول. |
| Keşke ikinci bir şansım olsaydı. | Open Subtitles | أتمنى لو كان هناك طريقة لكي أحصل على فرصة ثانية |
| Her gün, bir şansım daha oluyor. | Open Subtitles | كل يوم, أحصل على فرصة أخرى |
| Her gün, bir şansım daha oluyor. | Open Subtitles | كل يوم, أحصل على فرصة أخرى |
| Her gün, başka bir şansım oluyor. | Open Subtitles | كل يوم, أحصل على فرصة أخرى |
| Yatağı düzeltmek için fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم أحصل على فرصة لترتيب الفراش اليوم. |
| Sana hoşça kal deme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم أحصل على فرصة للقول مع السّلامة |
| Sana hoşça kal deme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم أحصل على فرصة للقول مع السّلامة |
| - Sorgulama yapma fırsatım olmadı, yani... | Open Subtitles | لم أحصل على فرصة لأستجوابه، لذا |
| fırsatım olmadı. | Open Subtitles | كما تعلم ، لم أحصل على فرصة |
| Gözümün önünde öldürüldü, ve paramı alma şansım olmadı. | Open Subtitles | استشهد الحق تحت أنفي و لم أحصل على فرصة لجمع المال. |