Yarınki son kahvaltınız için Size biraz yiyecek getirdim efendim. | Open Subtitles | أحضرت لك بعض الطعام, سيدي لآخر إفطارٍ لك في الغد. |
Hey, baba. Sana biraz nane ve saçın için toka getirdim. | Open Subtitles | مرحباً أبي, لقد أحضرت لك بعض النعنع و مشط شعرك الصغير |
Çalışmalara birlikte gidelim. Fazladan pom-pom da getirdim. Hadi, buradan. | Open Subtitles | مرحبا، رافقيني إلى الأحتفالية، لقد أحضرت لك رِيَــش أضافية للتشجيع |
Şey, uzun zaman önce, Baba, Sana bir doğumgünü hediyesi aldım. | Open Subtitles | بما أني مستيقظ يا أبي فقد أحضرت لك هدية عيد ميلاد. |
Bu yüzden 1994'teki seyahatimden Senin için bir şey getirdim. | Open Subtitles | لذا من رحلة بريّة في 1994، أحضرت لك شيئًا بسيطًا. |
Hey! Sana bir şey getirdim, doğum günü çocuğu. Kendim paketledim. | Open Subtitles | لقد أحضرت لك شيئاً من أجل عيد ميلادك، لقد غلفتها بنفسي. |
Hey! Sana bir şey getirdim, doğum günü çocuğu. Kendim paketledim. | Open Subtitles | لقد أحضرت لك شيئاً من أجل عيد ميلادك، لقد غلفتها بنفسي. |
Al. Sana harika bir yemek getirdim. Domates suyu kokteyli. | Open Subtitles | لقد أحضرت لك عشاءاً لذيذاً كوكتيل عصير الطماطم |
Birkaç gün yetecek kadar elbise getirdim. | Open Subtitles | أحضرت لك بعض القمصان والسراويل تكفى لعدة أيام |
Sana ön ödeme yaparım. Parayı getirdim. | Open Subtitles | أستطيع الدفع مقدّما لك لقد أحضرت لك المال |
Sana bir hediye getirdim, Jan. Muazzam birşey ve senin olmalı. | Open Subtitles | جان، أحضرت لك هدية جيدة بحيث يجدر بك الحصول عليها. |
- Kahvaltı getirdim. Umarım yiyebilirsin. - Deneyeceğim. | Open Subtitles | ـ لقد أحضرت لك فطورك، أما أنك تأكله ـ سأحاول |
Hocam, sana şarap getirdim. Bayağı kaliteli. | Open Subtitles | أستاذى لقد أحضرت لك بعض النبيذ من صنف جيد |
Kahvaltını getirdim. Orada, aşağıda ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | لقد أحضرت لك الأفطار ماذا تفعل على الأرض؟ |
"Sana yeni bir eldiven aldım. Ben yokken beyzbol çalış. | Open Subtitles | أحضرت لك قفازاً جديداً تدرب على رمي الكرة أثناء غيابي |
Aynı zamanda sana protein bar aldım, atıştırmalık bir şeyler istersin belki. | Open Subtitles | لقد أحضرت لك أيضا أعواد البروتين فقط في حال أردتي وجبة خفيفة |
Senin için biraz elma aldım... ve peltesi çıkmış gibisin, bu yüzden biraz da bal aldım. | Open Subtitles | أحضرت لك بعض التفاحات ونفد من عندك الجيلى وبالتالى اشتريت قليلا من العسل |
Bak, bu köpeğin Senin için çok şey ifade ettiğini anlıyorum o yüzden sana bunu aldım. | Open Subtitles | إنظر, أعرف ان هذا الكلب عنا لك الكثير لذا, أحضرت لك هذا |
Deneme çekimi için Sana bir konuk oyuncu rolü ayarladım. | Open Subtitles | أحضرت لك تجربة أداء لدور ضيف شرف فى مقدمة مسلسل |