"أحظى بها" - Translation from Arabic to Turkish

    • sahip
        
    Artık hiç sahip olamayacağım ve teptiğim bir sürü fırsat oldu. Open Subtitles و هنالك أشياء من المحتمل من أنني لن أحظى بها الآن
    Ona, benim hiç bir zaman sahip olmadığım üstünlükleri sağlamak istiyorum. Open Subtitles كل ماأريده أن أكون قادر على إعطائه الفرص التي لم أحظى بها
    Hiç sahip olmadığım kız kardeş gibi. Open Subtitles مثل الأخت التي لم أحظى بها بحياتي انها لطيفة
    Ona kendimin sahip olamadığı bir çocukluk yaşatmak istedim hep. Open Subtitles أردتُ أن أمنحها الطفولة التي لم أحظى بها.
    Geri dönersem asla sahip olamayacağım bir hayat. Open Subtitles حياةً علمتُ أنّي لن أحظى بها أبدًا إن عُدت.
    Bunlar tomar tomar para ve yeni bir hayat demek aslında başından beri sahip olmam gereken türden bir hayat. Open Subtitles فقط صور؟ إنها حزم من المال وحياة جديدة تلك التي كان علي أن أحظى بها
    Benim sahip olabileceğim tek ilişki türü bu. Open Subtitles هذا فقط النوع الوحيد من العلاقة التي أحظى بها.
    Benim sahip olabileceğim tek ilişki türü bu. Open Subtitles هذا فقط النوع الوحيد من العلاقة .التي أحظى بها
    Seni tanıyana dek sahip olmayı hak etmediğimi sandığım her şeyi. Open Subtitles و جميع الأمور التي ظننتُ أنني لا أستّحق أن أحظى بها حتى قابلتك
    Hiç yaşamayıp ölmektense bu ana sahip olup kaybetmeyi yeğlerim. Open Subtitles أفضل أن أحظى بهذه اللحظة و أخسرها على أن أموت دون أن أحظى بها أبداً
    Dünyada sahip olamayacağım yegane kadına aşığım. Open Subtitles أنا أحبُّ المرأة الوحيدة بالعالم التي لا أستطيع أن أحظى بها
    Evet, sahip olmam gereken hayatın beni bulmasını beklemektense, ben gidip onu bulacağım. Open Subtitles أجل، سوف أنتزع الحياة التي يُفترض أن أحظى بها بدلًا من انتظارها لتأتي إلي
    Asla sahip olamayacağım bir macera. Open Subtitles المغامرة الوحيدة التي لن أحظى بها يوماً
    Sen şuna kadar sahip olduğum ilk eğitimli kız arkadaşımsın. Open Subtitles -أنا معلمة أنت أول صديقة حميمة متعلمة أحظى بها
    Asla sahip olamayacağım bir macera. Open Subtitles المغامرة الوحيدة التي لن أحظى بها يوماً
    Hiçbirzaman sahip olamadığım barmen gibiydi. Open Subtitles إنها الساقية التي لم أحظى بها قطّ
    Hiç sahip olmadığım annem gibisin. Open Subtitles أنتِ مثل الأم التي لم أحظى بها من قبل
    "ona sahip değilsem, kimse sahip olamaz." Open Subtitles "حسناً إذا لم أحظى بها لا احد سيحظى بها "؟
    Önceleri, hiç sahip olmadığım kızım olarak görüyordum seni. Open Subtitles في البداية، رأيتك كابنة لم أحظى بها
    Yeni bir hayatın var ve bu benim sahip olamayacağım bir hayat. Open Subtitles لديك حياة جديدة... حياة لا يمكنني أن أحظى بها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more