"أحوال" - Translation from Arabic to Turkish

    • durumu
        
    • durumda
        
    • gidiyor
        
    • çalışıyordum
        
    • durumunu
        
    • işleri
        
    • koşullar
        
    • İşler
        
    Dün sarhoş olan ve bütün gün uyuyanlar için dünkü hava durumu. Open Subtitles أحوال الطقس بالأمس .. ستكون مفيدة لمن سكروا و ناموا طول اليوم
    Hatta bir hava durumu tanrıçası bile var rastlantısal borsa ve hava olaylarını kontrol ediyor. TED هنالك أيضا إلهة أحوال الطقس و التي تتحكم بسوق أسهم و بطقس عشوائيين.
    Önümüzdeki hafta için hazırlıklar ne durumda? Open Subtitles ما أحوال سير إستعداداتنا للإسبوع القادم؟
    Ortaya çıkan yeni hikâye için kurgu ne durumda? Open Subtitles ما هي أحوال التعزيزات لأجل الحبكة الجديدة؟
    Selam arkadaşlar. Büyük şehir nasıl gidiyor? Open Subtitles أهلاً يا رفاق كيف أحوال المدينة الكبيرة معكما ؟
    Arabamızın çıkış yolunu kapattığını açıklamaya çalışıyordum. Open Subtitles كنت أحوال تفسير أنّه كان يعترض طريقنا.
    Öyleyse hava durumunu kontrol edelim. Parçalı bulutlu ama yine de huzur verici, 78. Open Subtitles لنتفقد أحوال الطقس هنالك غيوم طفيفة، ولكن درجة الحرارة لا تزال 78 فهرنهايت
    Görünüşe göre eşit derecede aynı işleri yapan başka insanlarda var, Rodney her ne kadar inanması zor olsa da. Open Subtitles من أجل تحسين أحوال الجنس البشري و يبدو أن هناك أشخاص آخرين لديهم أعمال على نفس القدر من الأهمية يا رودني
    Pek çok Arktik hayvanı değişen koşullar nedeniyle tehlike altında ve bu, geleneksel avcılar için de kötü bir haber. Open Subtitles حيواناتٌ عديدة من القارة الشمالية مهددة بفعل أحوال التغيير وتلك أيضاً أخبارٌ سيئة للصيادين التقليديين
    "08:30'da surflerin durumu hakkında kapsamlı bir brifing istiyorum." Open Subtitles وعند الثامنة والنصف أريد تقريراً كاملاً عن أحوال الملاحة
    Ben hep haberler ve hava durumu için yaşadım. Open Subtitles لطالما عشتُ مِن أجل الأخبار و أحوال الطقس.
    Ayrıntılar için şimdi hava durumu. Open Subtitles دعونا نتّجه إلى أحوال الطقس للتفاصيل.
    Ortaya çıkan yeni hikâye için kurgu ne durumda? Open Subtitles ما هي أحوال التعزيزات لأجل الحبكة الجديدة؟
    Evet, ailesi hala epey sarsılmış durumda. Open Subtitles أجل، أحوال عائلته شديدة التقلّب
    En kötü durumda bile hiç ailelerimizin peşinde gitmedik. Open Subtitles حتى في أسوء أحوال هذه الدنيا
    Uygulamalı bilimler merkezinde durumlar nasıl gidiyor bakalım? Open Subtitles كيف هي أحوال العمل في مركز العلوم التطبيقيّة؟
    Vatansever konserimizin planları nasıl gidiyor? Open Subtitles وما أحوال تقدم خططنا المتعلقة بالحفل الموسيقي الوطني؟
    Londra'daki dükkan iyi gidiyor. Brighton'daki ancak masrafını karşılıyor. Open Subtitles أحوال صالون "لندن" جيدة "وكذلك الصالون الآخر فى "بريجتون
    Başardın! Yıllardır ona vurmaya çalışıyordum. Open Subtitles أحسنتِ كنت أحوال سحقها منذ أعوام
    Arkadaş olmaya çalışıyordum. Open Subtitles أحوال فقط أن أكون ودودا.
    Bunlar, dünün hava durumunu yeniden yazabilen insanlar. Open Subtitles هؤلاء هم الأشخاص الذي بإمكان إعادة كتابة أحوال طقس البارحة
    Sevgili Valerie, bu adamla hava durumunu konuşmuyorsun. Open Subtitles عزيزتي "فاليري" أنتِ لا تناقشين أحوال الطقس مع الرجل
    Madencilik işleri nasıl gidiyor diye gidip cücelere bakacağım. Open Subtitles سأتفقّد الأقزام لأرى أحوال التنقيب
    Şu an ekonomik koşullar çok kötü. Open Subtitles نحن الآن فى خضم أحوال إقتصادية صعبة
    Kathy ile işler nasıl gidiyor bir bakacağım. Open Subtitles أنا سأرى كيف أحوال الأمور مع كاثي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more