bazen tek sorunumun kısırlık olmadığını düşünüyorum, ama utanıyorum. | Open Subtitles | أحيناً أحسّ أن مشكلتي ليست العقم, ولكن العار. |
Kutsal araziye giren kötü ruhlar, bazen yok olurlar. | Open Subtitles | , الأرواح الشريرة لا تستطيع عبور أرض مقدسة و أحيناً يدمروا |
Ne zaman tanıştığımızın hiç fark etmediğini düşünüyorum bazen. | Open Subtitles | أحيناً أعتقد بأنه ليس مهماً عندما إلتقينا |
Son zamanlarda o kadar çok çalışıyorum ki bazen ne için olduğunu unutuyorum. | Open Subtitles | أجل أصبحت أعمل بشدة مؤخراً أحيناً أنسى لما أفعل هذا |
Burada takas yapıyoruz. bazen yaptığımız takıları satıyoruz. | Open Subtitles | نحن نُتاجر هنا , أحيناً نبيع المجوهرات التى نصنعها |
Eğer bu seni daha iyi hissettirecekse, bazen saçlarımın senin gibi olmasını diliyorum. | Open Subtitles | حسناً لو أن ذلك يجعلكِ تشعرين بحال أفضل أحيناً أتمنى لو كان لدي شعركِ |
bazen çok alaycı oluyor sanırım o zaman ciddi oluyor. | Open Subtitles | أحيناً تبدو غريبةً جداً ولكنّي أعتقد أنّها واقعيّة |
Ve bazen kankalar kevaşelerden onlara "kevaşe" dedikleri için özür de dilemeliler. | Open Subtitles | و أحيناً الإخوة يجدرُ بِهم الإعتذار للعاهراتِ لِمُناداتهِنّ بالعاهراتِ |
bazen çoğunluğun iyiliği için biraz yanlış yapman gerekir. | Open Subtitles | أحيناً يتوجب علينا أن نفعل شيءٌ سيئ ليتسنى لنا فعل شيءُ اعظم |
bütün bunlar heykelleri toplamaktan daha çok haz veriyor haklı olabilirsin bazen merak ederim de fakat sen bunu alışkanlığa dönüştürdün bu alışkanlık değil. | Open Subtitles | إنها تثير فى نفسى الكثير من الأحاسيس أكثر من جمع التماثيل ربما تكونين محقة أحيناً أتعجب من كون هذه اللعبة أصبحت عادة لديكِ |
bazen yeterince taş olmadığını düşünürüm. | Open Subtitles | أحيناً أعتقد أنه لم يكن هناك صخور كفاية |
bazen yeterince taş olmadığını düşünürüm. | Open Subtitles | أحيناً أعتقد أنه لم يكن هناك صخور كفاية |
bazen karar vermek işin yarısıdır. | Open Subtitles | أحيناً اتّخاذ القرار يعتبر نصف المعركة |
Brokoli, ton balığı ve bazen pilav benzeri yiyeceklerde mıknatıs gibi çeker. | Open Subtitles | و التي يمكن أن تعمل أحياناً ... كالمغناطيس للأغذية مثل للقرنبيط و سمك التونا و أحيناً الأرز |
Ve bazen de sessiz kalmaya çalıştığımız zamanlarda. | Open Subtitles | و أحيناً عندما نكون في لحضه صمت هادئة |
bazen konu senden çıkar canım. | Open Subtitles | أحيناً لا يكون الأمر بشأنكِ فحسب، مفهوم؟ ! أو بشأني انا |
bazen tedbirler gereklidir. | Open Subtitles | أحيناً بعض هذه الإجراءات ضرورية |
bazen yalanlar, gerçeklerden daha ilgi çekici olur. | Open Subtitles | أحيناً الكذبات تشوّق أكثر من الحقيقه |
bazen hayat adil olmaz ama bize nasıl başa çıkılacağını bildiğimiz kartlar dağıtılıyor. | Open Subtitles | ، أحيناً لا تكون الحياة عادلة ... لكن لكننا أُعطينا الأوراق التى نعرف . كيف نتعامل بها |
Evet, bazen midesi kötü oluyor. | Open Subtitles | أجل, أحيناً تكون معدتها مضطربة... |