| Kocasına daha fazla soru sormamız gerektiğini söylemiştim sana o gün. | Open Subtitles | أخبرتكِ أننا يجب أن نسأل الزوج المزيد من الأسئلة في ذلك اليوم |
| Sana söylemiştim, Catherine. Çok hızlı olmamızı söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ, كاثرين لقد أخبرتكِ أننا نتسرع |
| Bilemeyeceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكِ أننا لا يمكن أن نكون متأكدين |
| Sana söyledim. Yakında taşınıyoruz. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أخبرتكِ أننا سننتقل من هنا لا يوجد شئ لتقلقي من أجله |
| 1978 kayıtlarının olmadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ أننا لا نملك سجلات 1978 |
| Hamilelik haberini gizli tutacağımızı sana söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكِ أننا نود التكتم على أخبار الحمل |
| Sana Duncan'ın nerede olduğunu sıradışı bir şeyler yapıp yapmadığını bilmek istediğimi söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ أننا نحتاج أن نعلم أين كان (دنكن) إن قام بأي شيء غير مألوف |
| Sana Duncan'ın nerede olduğunu sıradışı bir şeyler yapıp yapmadığını bilmek istediğimi söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ أننا نحتاج أن نعلم أين كان (دنكن) إن قام بأي شيء غير مألوف |
| Çok içki içtiğimizi söylemiştim sanırım. | Open Subtitles | أخبرتكِ أننا كنا نشرب كثيرًا. |
| Sana söyledim. Bu uzun yolda beraberiz. | Open Subtitles | أخبرتكِ , أننا سنكون معًا لمدة طويلة |
| Peter'ın yanında rahatsız olmanı istemediğim için, onunla kolejde tanıştığımızı söyledim, ki bu pek doğru değil. | Open Subtitles | لم أرغب أن تكوني منزعجة بوجودك مع (بيتر)، لذا، أخبرتكِ أننا تقابلنا في الجامعة، وهذه ليست الحقيقة |
| Hayır, Ajan Dunham. Size sadece ürünleri test ettiğimizi söyledim. | Open Subtitles | .(كلاّ، عميلة (دونام .أخبرتكِ أننا نختبر المنتجات فقط |
| Yaklaştığımızı söyledim sana. | Open Subtitles | أخبرتكِ أننا اقتربنا ! |