Sana bir şey söyleyeyim, kıçında kırbaçla dolaşmamı istemiyorsan o lanet gazeteleri dağıtacaksın. | Open Subtitles | دعنى أخبركَ بأمرٍ، ستقوم بتوصيل تلك الصحف حتّى لو تتطلب منّي هذا المضي وراءكَ بالسوط. |
Doğruyu söylemem gerekirse oğlunuzla çok iyi şartlar altında tanışmadık. | Open Subtitles | ...حسناً, لكي أخبركَ الحقيقة لم أقابل ابنك في ظروف جيدة |
- söylüyorum, bu adamı kaçmaya zorlayan bir şey olmuş. | Open Subtitles | كلا، أخبركَ أن هناك ما يضغط على هذا الشخص ليهرب |
- Hiçbir şey söylemeyeceğim sana. Ne planladığını bizimle paylaşmadan hiçbir yere de gitmiyorsun. | Open Subtitles | لن أخبركَ بشيء ولن تبرح مكانكَ ما لم تطلعنا على ما تفعله |
Ama size tüm zamanların en müthiş politik kampanyasından bahsedeyim, | Open Subtitles | لكن دعني أخبركَ عَن أعظَم حملَة سياسية على الإطلاق |
Sana o kadının bir şeyler planladığını söylememi istedi. Büyük bir şeyler. | Open Subtitles | وقال لي أن أخبركَ أنّها تُخطّط لشيءٍ ما، شيءٍ كبير. |
Burayı kuruttu, geriye bir şey kalmadı. Sana bir şey anlatayım, bayım. | Open Subtitles | كانت لا شيء وجافّة، دعني أخبركَ شيئًا يا سيّد. |
Sana söyleyeyim bu şirkette uzun zamandır çalışıyorum. | Open Subtitles | دعني أخبركَ أمراً كنت أعمل جاهدة على هذا الحساب |
Ama sana şunu söyleyeyim, cehenneme gittim ve bir baş melek bedenime girmek istiyor. | Open Subtitles | لكن دعني أخبركَ يوماً لقد عشتُ بالجحيم و ثمّة كائن خارق ينتظر الاستولاء على جسدي |
-Her zaman sınıfın en akıllı çocuğu olmak zorundaydın. Sana bir şey söyleyeyim ortak. | Open Subtitles | كان عليكَ أن تكون دائماً الفتى الأذكى في الصف حسناً، دعني أخبركَ شيئاً يا شريكي |
Lütfen, Piskopos Hazretleri, vaktimiz kısıtlı. size söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | -رجاءً يا صاحب الجلالة ليس أمامنا وقت طويل وعليّ أن أخبركَ شيئًا. |
Önceden söylemem gerekirdi ama Ted ve ben, misafirlerimizin ortalık alanlarda çıplak dolaşmasını istemiyoruz. | Open Subtitles | كان عليّ أن أخبركَ . . بهذا من قبل .. لكن |
Sana sana söylüyorum, eğer bir işim olsaydı, kesinlikle emlak yatırımı yapmazdım. | Open Subtitles | أخبركَ لو أني كنت أزاول مهنة فمحال أن أستثمر في عقارٍ |
Sana gerçeği söylüyorum, bu herkesi oradan çıkarmanın en iyi yolu. Siz ikinizin sorunu ne? | Open Subtitles | أخبركَ الحقيقة، هذا أفضل سبيل لإخراج الجميع |
Ben asla, sana taklitçinin kim olduğunu söylemeyeceğim. | Open Subtitles | -لن أخبركَ أبداً من يكون.. الـ"المُقَلِّدّ". |
Çok eğlendiğini söylememi istedi. | Open Subtitles | وطلبت مني أن أخبركَ أنها قضت وقتاً رائعاً |
Sana bir şey anlatayım... Ona, bu küçük bisikleti aldım, tamam mı? | Open Subtitles | دعني أخبركَ أمراً، اشتريتُ لها درّاجة صغيرة |
Orada neyin söylendiğini sana başkası anlattı, yani sen orada değildin. | Open Subtitles | شخصٌ أخبركَ بما قيل وذلك يعني، أنّك لم تكن هناك |
İşlem sırasında bilinçli kalman gerektiğini söylemiş miydi? | Open Subtitles | هل أخبركَ أنه يجب أن تبقى صاحياً؟ |
Baba, sana düğünle ilgili bir şey söylemeliyim. | Open Subtitles | أبي، أريد أن أخبركَ بشيء بشأن حفل الزفـاف |
Kurumla olan ilişkinin bu olaydan etkilenmeyeceğini söylemeye geldim. | Open Subtitles | يفترض أن أخبركَ بأن وقفك مع الوكالة لن يتأثّر |
Sana hiç söylemedim, ama bayan Silver'ın söylediğinden çok daha yakışıklısın. | Open Subtitles | لم أخبركَ بهذا من قبل، لكنّك أجمل بكثير مما جعلتني السيدة سيلفر أتخيّله |
Sana bir şey söyleyeceğim. Belki de söylememem lazım, bilmiyorum. | Open Subtitles | لديّ ما أخبركَ به، وربّما ليس عليّ قوله، لا أدري |
Bir şey söylememe izin ver, ve biliyorum çılgın olduğumu düşüneceksin, | Open Subtitles | دعني أخبركَ بشيء ، وأنا أعلم بأنه سيبدوا لك ، جنونياً |
Ne olduğunu sana söyleyemem ama bu konuda sessiz kalmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخبركَ بما يجري، ولكن يجب أن تبقي هذا سراً |