"أخبركَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyleyeyim
        
    • söylemem
        
    • söylüyorum
        
    • söylemeyeceğim
        
    • size
        
    • söylememi
        
    • anlatayım
        
    • anlattı
        
    • söylemiş
        
    • söylemeliyim
        
    • söylemeye
        
    • söylemedim
        
    • söyleyeceğim
        
    • söylememe
        
    • söyleyemem
        
    Sana bir şey söyleyeyim, kıçında kırbaçla dolaşmamı istemiyorsan o lanet gazeteleri dağıtacaksın. Open Subtitles دعنى أخبركَ بأمرٍ، ستقوم بتوصيل تلك الصحف حتّى لو تتطلب منّي هذا المضي وراءكَ بالسوط.
    Doğruyu söylemem gerekirse oğlunuzla çok iyi şartlar altında tanışmadık. Open Subtitles ...حسناً, لكي أخبركَ الحقيقة لم أقابل ابنك في ظروف جيدة
    - söylüyorum, bu adamı kaçmaya zorlayan bir şey olmuş. Open Subtitles كلا، أخبركَ أن هناك ما يضغط على هذا الشخص ليهرب
    - Hiçbir şey söylemeyeceğim sana. Ne planladığını bizimle paylaşmadan hiçbir yere de gitmiyorsun. Open Subtitles لن أخبركَ بشيء ولن تبرح مكانكَ ما لم تطلعنا على ما تفعله
    Ama size tüm zamanların en müthiş politik kampanyasından bahsedeyim, Open Subtitles لكن دعني أخبركَ عَن أعظَم حملَة سياسية على الإطلاق
    Sana o kadının bir şeyler planladığını söylememi istedi. Büyük bir şeyler. Open Subtitles وقال لي أن أخبركَ أنّها تُخطّط لشيءٍ ما، شيءٍ كبير.
    Burayı kuruttu, geriye bir şey kalmadı. Sana bir şey anlatayım, bayım. Open Subtitles كانت لا شيء وجافّة، دعني أخبركَ شيئًا يا سيّد.
    Sana söyleyeyim bu şirkette uzun zamandır çalışıyorum. Open Subtitles دعني أخبركَ أمراً كنت أعمل جاهدة على هذا الحساب
    Ama sana şunu söyleyeyim, cehenneme gittim ve bir baş melek bedenime girmek istiyor. Open Subtitles لكن دعني أخبركَ يوماً لقد عشتُ بالجحيم و ثمّة كائن خارق ينتظر الاستولاء على جسدي
    -Her zaman sınıfın en akıllı çocuğu olmak zorundaydın. Sana bir şey söyleyeyim ortak. Open Subtitles كان عليكَ أن تكون دائماً الفتى الأذكى في الصف حسناً، دعني أخبركَ شيئاً يا شريكي
    Lütfen, Piskopos Hazretleri, vaktimiz kısıtlı. size söylemem gereken bir şey var. Open Subtitles -رجاءً يا صاحب الجلالة ليس أمامنا وقت طويل وعليّ أن أخبركَ شيئًا.
    Önceden söylemem gerekirdi ama Ted ve ben, misafirlerimizin ortalık alanlarda çıplak dolaşmasını istemiyoruz. Open Subtitles كان عليّ أن أخبركَ . . بهذا من قبل .. لكن
    Sana sana söylüyorum, eğer bir işim olsaydı, kesinlikle emlak yatırımı yapmazdım. Open Subtitles أخبركَ لو أني كنت أزاول مهنة فمحال أن أستثمر في عقارٍ
    Sana gerçeği söylüyorum, bu herkesi oradan çıkarmanın en iyi yolu. Siz ikinizin sorunu ne? Open Subtitles أخبركَ الحقيقة، هذا أفضل سبيل لإخراج الجميع
    Ben asla, sana taklitçinin kim olduğunu söylemeyeceğim. Open Subtitles -لن أخبركَ أبداً من يكون.. الـ"المُقَلِّدّ".
    Çok eğlendiğini söylememi istedi. Open Subtitles وطلبت مني أن أخبركَ أنها قضت وقتاً رائعاً
    Sana bir şey anlatayım... Ona, bu küçük bisikleti aldım, tamam mı? Open Subtitles دعني أخبركَ أمراً، اشتريتُ لها درّاجة صغيرة
    Orada neyin söylendiğini sana başkası anlattı, yani sen orada değildin. Open Subtitles شخصٌ أخبركَ بما قيل وذلك يعني، أنّك لم تكن هناك
    İşlem sırasında bilinçli kalman gerektiğini söylemiş miydi? Open Subtitles هل أخبركَ أنه يجب أن تبقى صاحياً؟
    Baba, sana düğünle ilgili bir şey söylemeliyim. Open Subtitles أبي، أريد أن أخبركَ بشيء بشأن حفل الزفـاف
    Kurumla olan ilişkinin bu olaydan etkilenmeyeceğini söylemeye geldim. Open Subtitles يفترض أن أخبركَ بأن وقفك مع الوكالة لن يتأثّر
    Sana hiç söylemedim, ama bayan Silver'ın söylediğinden çok daha yakışıklısın. Open Subtitles لم أخبركَ بهذا من قبل، لكنّك أجمل بكثير مما جعلتني السيدة سيلفر أتخيّله
    Sana bir şey söyleyeceğim. Belki de söylememem lazım, bilmiyorum. Open Subtitles لديّ ما أخبركَ به، وربّما ليس عليّ قوله، لا أدري
    Bir şey söylememe izin ver, ve biliyorum çılgın olduğumu düşüneceksin, Open Subtitles دعني أخبركَ بشيء ، وأنا أعلم بأنه سيبدوا لك ، جنونياً
    Ne olduğunu sana söyleyemem ama bu konuda sessiz kalmamız gerekiyor. Open Subtitles لا أستطيع أن أخبركَ بما يجري، ولكن يجب أن تبقي هذا سراً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more