Sonra da onlar gibi birisinin bu felaketlerle karşılaşma olasılığının kaç olabileceğini söyledik. | TED | وبعدها أخبرناهم بالإمكانية المتوسطة بأن تحل هذه المصائب بشخصٍ مثلِهم |
Bitişe doğru dizlerini kaldırarak ve hızlıca yürümeleri gerektiğini de söyledik. | TED | أخبرناهم أن يرفعوا ركبتيهم عاليًا، ويسيرو إلى خط النهاية بسرعة. |
Onlara böyle olmasını istemediğimizi söyledik. | Open Subtitles | لقد أخبرناهم أننا لم نرد أن تنتهى القضية هكذا |
Oysa ki operasyonun gece vakti yapılmasının çok tehlikeli olacağını söylemiştik. | Open Subtitles | أخبرناهم انه من الخطر جداً ان نقوم بهذه العملية في الليل |
Bunun bir daha olmayacağını söylemiştik. | Open Subtitles | لقد أخبرناهم أن هذا لن يحدث مجدداً. |
Ama sonra onlara dedik ki, “Bak, bu origami aslında bize ait. | TED | أخبرناهم فيما بعد ، قلنا " انظروا ، هذه " الأوريغامي " فعلاً تتنسب لنا . " |
Onlara asıl okuluna döndüğünü söyledik. Konu kapandı. | Open Subtitles | .أخبرناهم أنه أعيد إلى مدرسته الأصلية وانتهى |
Senin ölü olduğunu onlara söyledik bile ama... | Open Subtitles | والميت يعود للحياة لقد أخبرناهم أنك توفيت |
Resmin kesin kanıt sayılacak kadar net olduğunu düşünmediğimizi söyledik. | Open Subtitles | أخبرناهم أننا لا نعتقد أن هذه الصورة واضحة بما يكفي لتوجيه اتهام |
Geçen geceki partide,ailevi bir sorunun olduğunu onlara söyledik. | Open Subtitles | أخبرناهم فى الحفلة أن لديك أمر عائلى طارئ. |
Onlardan birinin öleceğini söyledik. Ne zaman, nerede ve nasıl olacağını anlattık. | Open Subtitles | أخبرناهم بأن أحدهم سيموت أخبرناهم متى وأين وكيف. |
0nlara saçmalık olduğunu söyledik. Öyle bir yer olmadığını. | Open Subtitles | أخبرناهم أن ذلك كله هراء لا يوجد مثل هذا المكان |
Bavyera bölgesinde Alpler'deki Amerikan askerleriyle ilgili bir şeyler konuştuk ve onlara albay eşleri olduğumuzu söyledik. | Open Subtitles | داخل قاعدة عسكرية أمريكية قرب جبال الألب أخبرناهم بأننا زوجات عقداء |
Biz de bunu söyledik,ama daha çok beklemeleri gerçeği saklıyormuş gibi görünmelerine yol açarmış. | Open Subtitles | لقد أخبرناهم بذلك، لكن كلما إنتظروا، كلما بدوا أنّهم يخفون الحقيقة. |
Fark etmez. Onlara ne istediğimizi haftalardır önceden söyledik ve daha azına anlaşmam. | Open Subtitles | لا يهم ، لقد أخبرناهم بطلباتنا منذ أسابيع مضت |
- Ama şanslısın ki seni iflasa zorlarlarsa, bunun şirketini öldürmediğini söyledik. | Open Subtitles | لكن لحسنِ حظك, أخبرناهم ،أن لو أرغموكَ على الإفلاس ،هذا لايعني بالضرورة أنهم ينهونَ شركتك |
Parayı ödemezlerse seni öldüreceğimizi söylemiştik. | Open Subtitles | أخبرناهم بأننا سنقتلك إن لم يدفعوا |
Hepsine yaşayacaklarını söylemiştik. | Open Subtitles | لقد أخبرناهم بأن الجميع سيعيشوا. |
Son diyaliz girişini kaybettiğini söylemiştik zaten. | Open Subtitles | على رأس القائمة - قد أخبرناهم بالفعل - أن مداخله للغسيل الكلوي قد نفذت |
Aynen öyle. Gittiğimizde geçidi gömmelerini söylemiştik. | Open Subtitles | هذا صحيح، أخبرناهم أن يدفنوا (بوابة النجوم) بعد رحيلنا |
Hepsine yaşayacaklarını söylemiştik. | Open Subtitles | أخبرناهم أن الجميع سيعيش |
Ve deneyin sonunda onlara dedik ki, bu Bionicle'ları alacağız ve tekrar parçalara ayıracağız, onları kutulara koyup bir sonraki katılımcı için kullanacağız. | TED | و في نهاية التجربة أخبرناهم سنأخذ كل هذه الألعاب ، ونقوم بتفكيكها ، و نضعها مرة أخرى في الصناديق ، ونستعملها للمشارك التالي . |