"أخبرنا بأنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyledi
        
    Burada kalanlardan biri onu bir adamla ağız dalaşına girerken gördüklerini söyledi. Open Subtitles أحد النزلاء أخبرنا بأنه رآها تدخل في منازلة للصراخ مع رجل ما
    Bize uyuşturucu alabilmek için ofisinize gizlice girip eşyalarınızı çaldığını söyledi. Open Subtitles أخبرنا بأنه اقتحم مكتبك لسرقة أغراض حتى يتمكن من شراء المخدرات
    Alec'le beraber onu gecenin sonunda gördük ve standlarının önünde sıradayken bir kadını öptüğünü söyledi. TED رأيناه أنا وأليك في نهاية اليوم، أخبرنا بأنه قبّل امرأة على منصة الامتياز.
    Bilgi aldığımız kişi bize silahlıysa çok tehlikeli olabileceğini söyledi. Open Subtitles المخبر الخاص قد أخبرنا بأنه كان مسلـح وغير متـزن
    Yakaladığımız bilimadamı, prosedür sırasında cihazın yok edildiğini söyledi, bu da senin kaçmanı sağlamış. Open Subtitles العالم الذى أمسكناه أخبرنا بأنه فى أثناء الإجراءات الجهاز تحطم
    Bu parçada baş rolü onun almasını istediğini söyledi. Open Subtitles أخبرنا بأنه كان يُريدها أن تكون قائدة الرقص لهذا العرض.
    Bunu yapmaya koyulduğumuzda Birleşik Krallık'taki ortaklarımızdan biri bırakın çiftliği, Doğu Afrika'da bile bunu asla çalıştıramayacağımızı söyledi. TED عندما جهزنا لتنفيذ ذلك، أحد المتعاونين معنا، في المملكة المتحدة أخبرنا بأنه من المحال إنجاز ذلك في شرق أفريقيا، فما بالكم بمزرعة.
    Size karşı bir şeyler hissettiğini söyledi. Open Subtitles لقد أخبرنا بأنه لديه مشاعر نحوك.
    Doktor olağanüstü olduğunu söyledi.. Open Subtitles والدكتور أخبرنا بأنه "غير طبيعي"
    Woody'nin apartmanıda durduk, fakat ev sahibi bize, birkaç yıI önce buradan taşındığını söyledi. Open Subtitles (توقفنا عند شقة (وودي لكن صاحب الفندق أخبرنا بأنه انتقل قبل عدة سنوات
    Bizimle orada buluşup Richter'i alacağını söyledi. Open Subtitles (و قد أخبرنا بأنه سيلتقينا هناك , و سيأخذ (ريختر
    Bugün tanıklardan biri beni arayıp seni Blackstone ile gördüğünü söyledi. Open Subtitles حسناً ، أليس ذلك شيقاً , لأننا لدينا شاهد عيان أخبرنا بأنه رآك بصحبة (تشارلي بلاكستون) سابقاً اليوم
    Demek istediğim, bize zaman yolcusu bir samuray olduğunu söyledi. Open Subtitles أقصد, هو أخبرنا بأنه سامورائي متنقل عبر الزمن جورج) لا يكذب.
    Emmett'le Leanne'i öldürmeye yaklaştığını söyledi. Open Subtitles لقد أخبرنا بأنه افترب من قتل (ايميت) و(ليان)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more