Bir şeye ihtiyacın olursa haber ver. | Open Subtitles | أخبرني إذا إحتجت لأيّ شيء. |
Değişen bir şey olursa haber ver. | Open Subtitles | أخبرني إذا تغير أي شيء |
Önemliyse söyleyin. Değilse söylemeyin. | Open Subtitles | أخبرني إذا كان مهماً ولا تخبرني إذا لم يكن كذلك |
Başka bir şeye ihtiyacınız olursa lütfen söyleyin. | Open Subtitles | أخبرني إذا كنت بحاجة إلى شيء آخر |
Beni sevmediğinde, bana söyle. | Open Subtitles | أخبرني إذا أتى الوقت الذي لم تعد تحبني |
İstediğin bir şey varsa bana söyle. | Open Subtitles | أخبرني إذا ماكانَ هناك أيّ شئ تريدهُ. |
Annen konusunda biraz yardma ihtiyacn olursa söyle. | Open Subtitles | أخبرني إذا كنت بحاجة إلى المساعدة قليلا مع أمك. |
Senin için yapabileceğim bir şey olursa söyle yeter, tatlım. | Open Subtitles | أخبرني إذا كان هناك أي شيء آخر يمكنني أن أقدمهُ لك، يا عزيزي |
Bir şeye ihtiyacın olursa haber ver. | Open Subtitles | أخبرني إذا أردتَ أي شئ. |
Peki söyleyin efendim, elinde güzel bir hediye var mı? | Open Subtitles | أخبرني إذا يا سيد, هل لديك شئ جميل؟ |
Usta, söyleyin lütfen. Bu savaş Yang Ye'ye talih mi getirecek talihsizlik mi? | Open Subtitles | ايّها المُعلّم، أرجوك أخبرني إذا (يانغ يي) يجمع حظ سعيد أو مصيبة في هذه الحرب. |
Sesimi duyuyorsanız söyleyin. Gayet iyi duyuyorum. | Open Subtitles | (هذا القائد (جورج ماركس أخبرني إذا كنتَ تستطيع سماعي |
- Birisi bakıyorsa bana söyle. | Open Subtitles | فقط أخبرني إذا كان شخص ما يتطلع |
Eğer bir şey söylüyorsa bana söyle. | Open Subtitles | أخبرني إذا يقول أيّ شئ. |
Gelince bana söyle. | Open Subtitles | أخبرني إذا جاء |
Lütfen bir şeye ihtiyacın olursa söyle. | Open Subtitles | أرجوك، أخبرني إذا كنت تحتاج إلى شيء مني |
Hatırladığın bir şey olursa söyle bana. | Open Subtitles | و أخبرني إذا تذكرت اي شيء |
Bir ihtiyacın olursa söyle. | Open Subtitles | أخبرني إذا ما احتجت لأى شىء |