Dışarı çıktığımızı biliyor, ama ona bir şey söylemedim. | Open Subtitles | ، لقد عَرِفت أننا كنا بالخارج لكني لم أخبرها بشيء اصعد إلى أعلى فحسب |
Bir şey değil. Ona hiçbir şey söylemedim. | Open Subtitles | على الرّحب و السعة ، أنا لمّ أخبرها بشيء. |
Zaten bilmediği bir şey söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبرها بشيء تجهله في أعماقها. |
Onu kendine getirmek için ona trajik bir şey söylemem gerekiyor. | Open Subtitles | احياناً عندما تبداً لا تتوقف لذا علي أن أخبرها بشيء مأساوي لأخرجها من الحالة |
Şimdi kesin bir şey söylemem gerek çünkü kendini öldürecek. | Open Subtitles | الآن علي ان لا أخبرها بشيء لإنها ستقتل نفسها |
Ona bir şey anlatmadım. Kadın hiç şüphesiz okuyabilir. | Open Subtitles | لم أخبرها بشيء مما لا شك فيه أنها تستطيع القراءة |
Bilgi istedi de. Ama hiçbir şey söylemedim. Yemin ederim. | Open Subtitles | أرادت أخباراً, لكني لم أخبرها بشيء أقسم |
Sana ulaşmaya çalışıyordu sanırım ama bir şey söylemedim. | Open Subtitles | إنّها تحاول التمسك بك، أو شيئاً كهذا... لكنّي لم أخبرها بشيء. |
Mickey hakkında sorular soruyor. Bir şey söylemedim. | Open Subtitles | وسألتني عن أبي، لم أخبرها بشيء |
Yemin ederim, ona bir şey söylemedim! | Open Subtitles | أقسم بأني لم أخبرها بشيء |
- Hayır, ona hiçbir şey söylemedim. | Open Subtitles | كلا، لم أخبرها بشيء. |
Hiçbir şey söylemedim. | Open Subtitles | -لم أخبرها بشيء |
Ona hiçbir şey söylemedim ben. | Open Subtitles | -لم أخبرها بشيء. |
Ona hiçbir şey söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبرها بشيء |
Ona hiçbir şey söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبرها بشيء |
Ona asla bir şey söylemem. | Open Subtitles | لا يمكن أن أخبرها بشيء ضدك أبداً |
Ona hiçbir şey anlatmadım. | Open Subtitles | - لم أخبرها بشيء أبداً |
- Ona hiçbir şey anlatmadım. | Open Subtitles | -لم أخبرها بشيء . |