"أخذ هذه" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu
        
    • Bunu almak
        
    Nasıl oyunlarından bu duyguları alabilir ve gerçek dünyadaki işlere uyarlayabiliriz? TED كيف يمكننا أخذ هذه المشاعر من الألعاب ونقلها إلى الحياة الحقيقية؟
    Eğer bu çekiciyi sahile götüren kişiyi bulursak, bazı cevaplar alırız. Open Subtitles إذا وجدنا الشخص الذي أخذ هذه الرافعة إلى الشاطيء سنجد الإجابات
    Buraya taşındığım ilk gün, bu pislik parçasını yıkmak istedim... Open Subtitles يوم إنتقالي إلى هنا، قررت أخذ هذه الخردة إلى هنا
    Bir başka içgüdüm de bu yelpazeyi baloya götürmemi söylüyor. Open Subtitles وغريزتي الأخرى هي أنه يجب علي أخذ هذه إلى الحفل
    Bunu almak ister misin? Open Subtitles هل تريدى أخذ هذه ؟
    Bunu almak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أخذ هذه
    bu kanıtın arayışında kullanılacak bilgi analiz yöntemlerini yeni bir seviyeye getirdi. Open Subtitles وقد أخذ هذه التحليلات للتوقعات جديدة من أجل البحث عن هذا الاثبات
    Beni bu çantaları alalım ve Senin için arka koydu Open Subtitles دعني أخذ هذه الحقائب و أضعها في الخلف من أجلك
    Hastalıkların verdiği zararı, ilaçlar onarabilir, ya da bu zararların oluşmasını engelleyebilir. TED وما ينخره المرض، يمكن للأدوية أن تستعيده، أو يمكن أالأدوية أن تجنب أخذ هذه الأجزاء.
    bu 10 dakikayı alıp günün herhangi bir anına taşıyıp aynı kazancı sağlayabilirsiniz. TED يمكنكم أخذ هذه الـ10 دقائق ونقلها إلى أي جزء من اليوم وستأتي بنفس الفائدة.
    Merak ederdim, dokuz ay içinde bu grubu oldukları yerden alıp olmaları gereken yere nasıl götüreceğim? TED تسائلت، كيف يمكنني أن أخذ هذه المجموعة في تسعة أشهر من وضعهم الحالي إلى أين يجب أن يكونوا عليه؟
    Ve dahası bu davayı yüksek mahkemeye götürmeye karar verdik. TED و قررنا أخذ هذه القضية إلى المحكمة العليا.
    Şimdi bu tepkileri alıp, aynı beyin alanında diğer dinleyicilerin tepkileri ile kıyaslayabiliriz. TED أما الآن فيمكننا أخذ هذه المؤشرات ومقارنتها مع مؤشرات أدمغة المستمعين الآخرين في منطقة الدماغ نفسها.
    Ve aynı zamanda, insanların, bu sorunları ciddiye almamalarının doğurabileceği ölümcül sonuçları anlamalarını istedim. TED وأردت أيضاً أن يفهم الناس العواقب المميتة بالنسبة لنا لعدم أخذ هذه المشاكل على محمل الجد.
    Dünyadaki tüm ülkelerden bu rakamları alarak hedeflerin tamamına ulaşmak bakımından tüm dünya için bir öngörüde bulunabiliriz. TED نستطيع أخذ هذه الأرقام وتطبيقها على كل دول العالم حتى نتوقع ما سيفعله العالم لتحقيق مجموعة الأهداف هذه.
    Tabii Beşli Grup bu fikri bir üst seviyeye taşıyor. TED بالطبع، برنامج مجموعة الخمس أفراد أخذ هذه الفكرة لمستوى جديد بالكامل
    bu iyi derslere öğrencilerin de ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Bir öğrenci gidip fizik dersini izleyip, konuyu o şekilde öğrenir. TED كذلك يمكن أخذ هذه الدورات الرائعة وتوفيرها بحيث يستطيع الولد الخروج ومشاهدة مادة الفيزياء, ويتعلم منها.
    Yani o veri topladı ve bir sunum yaptı ve bu sunum insanların gelişen dünya ekonomisi ile ilgili fikirlerini yerle bir etti. TED إذاً، فقد أخذ هذه البيانات وصنع بها عَرضه الذي حطّم الكثير من الأساطير لدى الناس حول الإقتصاديات في العالم النامي.
    Bunu almak zorundayım. Open Subtitles علي أخذ هذه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more