"أدبي" - Translation from Arabic to Turkish

• edebi
• edebiyat

Kalbim sızladı. Bu, edebi bir bakış açısıyla bile dünyaya nasıl yansıtıldığımızdır.
أحسست بغصة في قلبي من كون هذه هي صورة العالم عنَّا حتى من منظور أدبي.

Bu konuda isteksizdim ta ki yepyeni bir edebi tür oluşturma fırsatının elime geçtiğini anlayana kadar:
أنا كنت ممانع، حتى أدركت بأنّني كان عندي فرصة إلى إخلق نوع أدبي جديد كليّا:

İşte yakından tanımak istediğim bir edebi karakter.
هناك a رقم أدبي أنا أوَدُّ أَنْ أَعْرفَ بشكل أفضل.

Diz üstünden önce de edebiyat olduğunu hatırlatıyor.
بالأحرى استعملها لـ تذكرني أنه كان هناك نثر أدبي قبل اختراع الحواسيب المحمولة

Hem tiyatro hem de edebiyat eleştirmeni.
ناقد أدبي و مسرحي

Bana büyük bir edebi çalışma ver, ben de sana 10.500 şilin vereyim.
-إعطيني عمل أدبي عظيم و سأعطيك 500 جنيها

Kutsallara laf eden edebi eser kritikleri hep sert olur.
نقد أدبي حاد و عميق إنها مثيرة

edebi olarak bu işe yaramaz bir şey.
بشكل أدبي ،هذه الأشياء ليست نافعة

Ayrıca bu çok da bilinen bir edebi gönderme değil.
لا, و هي ليست بمرجع أدبي معروف أيضا

Sana katilin edebi mesaj verdiğini düşündüren nedir?
أجل. لمَ تعتقد أن القاتل هدف أدبي بليغ؟

Her bir yudum resmimi çizdiğim edebi duvara konan yeni bir tuğla...
كل رشفة منها مثل لُبنة في جدار أدبي

-Hangi edebi karakteri seçtin?
ماذا شخص أدبي سَتَكُونُ؟

1960'da edebi konferanslar yapılırdı.
كان هناك مؤتمر أدبي في 1960

Liza, bu, sezonun en önemli edebi etkinliği. Dikkatin dağılmasın.
هذا أهم حدث أدبي في الموسم

İlginç, edebi bir yönünüz var, efendim.
لديك حس أدبي , يا سيد (بمبل).

Yani bayağı edebi
أعني إنه أدبي

Bir edebiyat adamına rastlamak herzaman bir zevktir.
دائما يسرنى مقابلة رجل أدبي

Hem edebiyat hem de fen okuyorum.
يحتوي على جزء أدبي و علمي

Sözde edebiyat dâhisi.
عبقري أدبي ، مشهور جدا

Aman Tanrım, edebiyat 911 durumu.
أوه،، ذلك ي a 911 أدبي.

"Bir edebiyat çalışmasını övmek için ona samimi demek şimdilerde bu çalışmaların estetik veya entelektüel açıdan takdir edilmediğini bir başka deyişle söylemek demektir."
"فالإشادة بعمل أدبي عبر وصفه بأنه صادق... هي، على أحسن تقدير، مجرد وسيلة لقول ذلك، رغم أنه قد لا يحظى... - بأي تقدير جمالي أو ذهني"