"أدركت أنني لم" - Translation from Arabic to Turkish

    • fark ettim
        
    • farkına
        
    O odada öleceğimi düşündüğüm zaman asla bir hayatım bile olmadığını fark ettim. Open Subtitles عندما إعتقدت أنني سأموت في تلك الغرفة، أدركت أنني لم أملك حياة أبداً.
    Onu elimize geçirdiğimizden beri bu silahı temizlemediğimi fark ettim. Open Subtitles أدركت أنني لم أتفحص البندقية منذ أن أخذتها
    Biliyor musun, senin bu yaz kitapla ilgilenmeni izlerken, ...itiraf etmeliyim, yaptığım iş için bende aynı tutkunun olmadığını fark ettim. Open Subtitles اتعلمين، مشاهدتكِ وما صنعتي بالكتاب هذا الصيف، أنا أعترف أدركت أنني لم يكن لدي نفس العاطفة لما أفعل،
    Ama biraz önce daha sarhoşken sana bir şeyi sormadığımın farkına vardım. Open Subtitles لكن قبل قليل في فترة ضباب ثمالتي أدركت أنني لم اسألكِ سؤالاً
    Bu hikayenin kafama takılmasının sebebi şuydu, anladığımı düşünmüştüm ve hakkında tekrar düşündüm ve hiç anlamadığımın farkına vardım. TED والسبب الذي جعلني مهووسا بتلك القصة هو أنّني اعتقدت أنّني فهمتها، ثم عندما راجعتها مرة أخرى أدركت أنني لم أفهمها على الإطلاق.
    Ama bu konuşmayı hazırlarken sadece kaybettiklerimizi düşünmek istemediğimi fark ettim. Open Subtitles ولكن عندما كنت احضر هذا المديح، أنا أدركت أنني لم أكن أريد مجرد التفكير في ما فقدناه
    Kankamı zor durumda bırakamayacağımı fark ettim. Open Subtitles أدركت أنني لم أستطع ترك زميلي بهذا الحال
    Geçiyordum ve fark ettim ki daha önce buraya hiç girmemişim. Open Subtitles كنت أمر بالجوار فحسب عندما أدركت أنني لم آت إلى هنا من قبل مطلقا
    Komadan çıkar çıkmaz, Artık eskiden olduğum aynı koşucu olmadığımı fark ettim. Bundan dolayı eğer kendim koşamayacaksam başkalarının koşabileceğinden emin olmak istediğime karar verdim. TED عندما أفقت من الغيبوبة، سرعان ما أدركت أنني لم أعد العدَّاءة التي كنت في السابق، فقررت، إن لم أستطيع أن أركض، أريد أن أحرص على أن الآخرين يستطيعون.
    Sürekli ayakta dikilip ya da oturup... seni düşündüğümü fark ettim. Open Subtitles أدركت أنني لم أكف عن التفكير فيك طوال الوقت...
    Sana teşekkür etmediğimi fark ettim. Open Subtitles للتو أدركت أنني لم اشكرك ابداً على ذلك
    Sonra fark ettim ki onu bavula öyle koyamazdım. Open Subtitles ...ثم أدركت أنني لم أستطع لم أستطع وضعها بهكذا حقيبة كانت كبيرة جدا
    Fakat Javier gittikten sonra yalnız kalmak istemediğimi fark ettim. Open Subtitles لكن عندما غادر (خافيير)، أدركت أنني لم أرد البقاء وحيداً.
    Tek kelime Bengalce bilmediğini fark ettim. Open Subtitles أدركت أنني لم أتكلم كلمة البنغالية.
    fark ettim de gitmek istemiyorum. Open Subtitles أدركت أنني... لم أكن أريد أن أذهب.
    Şu sıralar hiç ev satamadığımın farkına vardım çünkü işimi sevmiyorum. Open Subtitles لقد أدركت أنني لم أكن ابيع أية منازل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more