Ben de seni bekletecektim ama sonra fark ettim ki ben bir erkeğim. | Open Subtitles | أنا أيضًا كنت سأجعلك تنتظرين، ثم أدركت أنّي رجل. |
Ama oraya yaklaştıkça fark ettim ki henüz başka insanların yanında olmaya hazır değilim. | Open Subtitles | كلّما اقتربنا أدركت أنّي لستُ مستعدًّا للتعايش مع أناس آخرين |
Çünkü fark ettim ki o tekneye ben de seninle birlikte bindim. | Open Subtitles | لأنّي أدركت أنّي استقللت ذلك الزورق معك أيضًا. |
Önümde hala yaşayacak bir hayatım olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | أدركت أنّي مازلت أملك ما أعيش لأجله. |
Eve gittiğimde ballı hardal olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | أدركت أنّي أشتريت خردل بالعسل. |
Onu öldürdüğünden dolayı vicdan azabı çektiğini söyledi ve o zaman fark ettim ki elimde böyle bir güç var ama ben kullanmıyorum. | Open Subtitles | قالت أنّكِ تتحمّلين كامل الذنب عن قتلها وحينها أدركت أنّي أمتلك كلّ هذه القدرة وتجاهلتها |
Daha yeni geldik ve sonra fark ettim ki aradığım kişinin yaşadığı yeri bilmiyorum. | Open Subtitles | وصلنا توًّا ثم أدركت أنّي أجهل محل سكن الشخص الذي أنشده. |
Ama sonra fark ettim ki artık Efsaneleri kendim öldürebilirim. | Open Subtitles | ثم أدركت أنّي الآن سيتسنى لي قتل الأساطير بنفسي. |
Sevgili Elena fark ettim ki uzun zamandır yazmamışım. Özür dilerim. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} "عزيزتي (إيلينا)، أدركت أنّي لم أكتب لك منذ فترة، آسفة" |
Ama Dinah, sonra fark ettim ki kimse olmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لكنّي يا (داينا) أدركت أنّي لستُ مضطرًا لأكون أي أحد. أنا ما أنا عليه فعلًا. |
Ama Dinah, sonra fark ettim ki kimse olmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لكنّي يا (داينا) أدركت أنّي لستُ مضطرًا لأكون أي أحد. أنا ما أنا عليه فعلًا. |
Seni buraya attırdıktan sonra döndüğümde bir karımın eksik olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | "ولمّا عدت، أدركت أنّي تنقصني..." "زوجة" |