Hap kutumu da getir. Bugün ilaçlarımı almayı unuttum da. | Open Subtitles | و قم بجلب علبة أدويتي أيضًا، نسيت تناول أدويتي اليوم |
Git ve arabada bekle. İlaçlarımı alıp geliyorum. Dolaşmaya çıkacağız. | Open Subtitles | اذهب وانتظر في السيارة سوف أحضر أدويتي ونذهب في جولة |
Kapıyı açıp ilaçlarımı bana verirsen bildiğim her şeyi anlatırım. | Open Subtitles | أفتحي هذا الباب ودعيني آخذ أدويتي وسأخبرك بكل شيء أعرفه. |
İlaçlarım orada, şortlarım orada. Ve Lou, zavallı adam, meraktan çatlamıştır. | Open Subtitles | علي أخذ أدويتي و سراويلي و لو ، الفتى المسكين لا بد أنه منهار الآن |
Doktor masraflarımı, pedikür masraflarımı ve ilaç masraflarımı ödeyeceksin. | Open Subtitles | سوف تدفع فواتير طبيبي , وفواتير العناية بقدمي , و فواتير أدويتي |
Nefes zorluğu çekerek son on ayımı kanepeye bağımlı geçirdim ve şimdi iki hafta, 14 gün içinde ilaçlarımı bıraktım. | Open Subtitles | وكنتُ طريحة الفراش في الأشهر الـ 10 الفائتة، غير قادرة على التنفس، والآن، خلال أسبوعين، 14يوم، انتهيتُ من كل أدويتي. |
Aptalca geldiğini biliyorum ama ilaçlarımı getirmemişim... ve onları yanıma almak istiyorum. | Open Subtitles | اعرف أن هذا قد يبدو سخيفاً ولكني لم أحضر أدويتي وأريدها أن تكون معي |
Afedersiniz ama ilaçlarımı zamanında almam oldukça önemli. | Open Subtitles | ولكن من المهم جدا أن آخذ أدويتي في موعدها |
İlaçlarımı alıyorum. Ve kendimi mükemmel hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أتناول أدويتي وأشعر بكثير من الأرتياح |
Sence ilaçlarımı değiştirmek ve benim manik depresyon hastası olmamı sağlaman bu yüzden de istediğim üviversiteye alınmamam bir hata mıydı? | Open Subtitles | هل تظنين أن تبديل أدويتي أنت ميتة بالنسبة لي. استمر, ياصاح. |
Benim ilaçlarımı bırakmamdan beri geçen gün sayısı! | Open Subtitles | هذه عدد الأيام المُبتعدة فيها عن أدويتي. |
İlaçlarımı kullanıyorum. Benim uyum sorunum yok. | Open Subtitles | أنا آخذُ أدويتي ، مشكلتي . ليست في الإلتزام |
İlaçlarımı azalttı ve bana, bazen annem ve babamın yaptığı gibi kafa sallayan bir bibloymuşum gibi bakmıyor. | Open Subtitles | قلل أدويتي ولا ينظر إليّ وكأني دمية تهز رأسها كما ينظر إلي والدينا أحياناً |
Yani, yarından itibaren ilaçlarımı almayı bırakıyorum. | Open Subtitles | لذلك بدءً من الغد، سأتوقف عن تعاطي أدويتي |
Bunları çıkarmanı beklemiyorum ama ilaçlarımı vermen gerek. | Open Subtitles | و أنا .. و أنا لا أقول ذلك فقط لأتخلص من الأصفاد يجب أن تُعيدي إلي أدويتي |
Aslında ilaçlarım midemi yeterince bulandırıyor. | Open Subtitles | في الواقع أدويتي تجعلني اشعر بالغثيان بما فيه الكفاية |
Onlara ihtiyacım var. İlaçlarım olmadan geceyi geçiremem. | Open Subtitles | أحتاجها، لا استطيع قضاء الليلة بدون أدويتي |
Tanrım, nerede bu ilaçlarım? | Open Subtitles | بحق الرب ، أين هي أدويتي |
- Senin kitaplarını okudum ve pozitif davranıyorum. İlaç içiyorum, terapiye gidiyorum. | Open Subtitles | كنتُ أقرأ كتبكِ، أتصرّف بإيجابيّة أتناول أدويتي و أتلقّى علاجاً نفسيّاً |
Sadece... Buraya geldiğimizden bu yana haplarımı almayı bıraktım. Ama iyiyim ben. | Open Subtitles | توقّفت عن تناول أدويتي مؤخرًا منذ جئنا لهنا، لكنّي حقًّا بخير. |
Cunku ilaclarimi kullanmak kendi sorumlulugum. | Open Subtitles | لأن تناول أدويتي هي مسؤوليتي |
- Çok. İlaçlarıma geri döndüm. | Open Subtitles | كثيرا ، لقد عدت لتناول أدويتي |
Bazen bir esrarkeş hemşire ilaçlarımın üstüne yatıyor sanki. | Open Subtitles | وأحياناً أعتقد بأنّ ممرضتي المدمنة تعبث في أدويتي |
Ecza dolabıma gizli gizli Polonyum-210 zulaladım evet. | Open Subtitles | أجل، لديّ مخزون سري من الـ(بولونيوم) ذو الكتلة الذرية 210، في خزانة أدويتي! |