| kulağına ya da burnuna girip kafanın içine yumurta bırakıyor. | Open Subtitles | إنها تطير وتدخل أذنك أو أنفك وتضع بيوضها في رأسك |
| Bu kablosuz bir iletişim birimi. Bunu sağ kulağına takmanı istiyorum. | Open Subtitles | هذه وحدة إتصال لا سلكية، أريدك أن تضعها في أذنك اليمنى. |
| Üzgünüm ama sağ kulağının yüksek desibel aralığında büyük bir duyu kaybı var. | Open Subtitles | حسناً ، لديك هبوط حاد في مدى الوحدة الصوتية العالية في أذنك اليمنى |
| Gözünü ve kulağını dört açman ve bizimle iletişime geçmen bekleniyor. | Open Subtitles | من المتوقع أنكِ ستفتحين عينيكي و أذنك جيداً وتعاودين الإتصال بنا |
| Kulağın biraz ezilmiş ayrıca beni aradığında, sesin çok korkmuş geliyordu. | Open Subtitles | كان لديك كدمات في أذنك و عندما كلمتني , كنتي مرعوبة |
| kulağında bir kuş varmış. Ama çıkmış, korkmana gerek yok. | Open Subtitles | كان هناك ببغاﺀ في أذنك و لكنه خرج فلا تخف |
| Yaralanıp dibe doğru çöktüğünü hissettiğin an bu küçük melek senin kulağına fısıldayacak. | Open Subtitles | وإذا تاذيت يوماً،وشعرت أنك تُهزم هذا الملاك الصغير سيهمس فى أذنك |
| kulağına, annenin dilinden daha doğal ne gelebilir ki? | Open Subtitles | ماذا سيكون أكثر طبيعية من لسان والدتك في أذنك ؟ |
| - O telefonu kulağına götür. | Open Subtitles | ضع هذا الهاتف على أذنك ,دعها ترى انك رجل |
| Not alırken saçını kulağının... arkasına atıyorsun. | Open Subtitles | عليك أن تفعل هذا الشيء مع شعرك عند تدوين الملاحظات. أنت نوع من الثنية وراء أذنك. |
| Çok fazla şey istediğimi biliyorum, ama babam senin kulağının yere yakın olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | اعرف هذا ما بعد النداء لكن أبي أبقت أذنك دائماً قريبة من الأرض |
| Topu kulağının arkasına çek... ve fırlattığında, bırak parmaklarının arasından yuvarlansın, anladın mı? | Open Subtitles | ارمي الكرة فوق أذنك وعندما ترمينها دعيها تتدحرج من بين اصابعك، صحيح |
| kulağını kesmeye çok yaklaşmışsın. | Open Subtitles | أعتقد أنك على بُعد خطوة واحدة من إقتلاع أذنك |
| Pocahontas, buffaloyu duymak için kulağını yere dayamalısın. | Open Subtitles | ما لم تضعين أذنك على الأرض فلن تسمعين صوت الجاموس قادم. |
| Kulağın kesilmesin diye bir uyuşturucu kralının kızıyla mı evlendin? | Open Subtitles | لقد تزوجت من ابنة تاجر مخدرات لكي تحافظ على أذنك ؟ |
| Tamam, şimdi sakinleş. Ciğerlerinde değil, kulağında. | Open Subtitles | حسناً، خذ الأمر بسهول فقط هي ليست على رئتك ، هي على أذنك |
| İlk karşılaştığımızda kulak memenin çok kalın olduğunu fark etmiştim. | Open Subtitles | لاحظت بأنّ شحمة أذنك كانت سميكة جدا عندما قابلتك أولا. |
| Demek istediğim, kulağından sarkan bu büyüklükte küpelerle lanet bir sersem gibi görünürsün, adamım. | Open Subtitles | أنا اعنيها, أنت تبدوا مثل احمق ملعون بهذه الحلقان التي تضعها علي أذنك |
| Önemli bir şey değil. Sadece iç Kulağındaki merkez uyarılıyor. | Open Subtitles | الأمر ليس صعبا و يتعلق بالتوازن في أذنك الداخلية |
| Pekala,kulaklarını tıka 'bu biraz gürültülü olabilir. | Open Subtitles | حسنآ,غطى أذنك الآن لأن هذا قد يكون عاليآ |
| O yüzden senden izin istiyorum. | Open Subtitles | لذا كنتُ أتسائل هل أستطيع الحصول على أذنك |
| Sanki adam yanınızda oturmuş, kulağınıza kim bilir neler fısıldıyor. | TED | كأن الرجل يجلس بجوارك يهمس ايّا ما كان في أذنك. |
| Eğer kulakların biraz daha ince olsaydı, onlarla iplik yapılabilirdi. | Open Subtitles | إذا كانت أذنك علبه، يمكنهم وضع الفول فيها. |
| Bayan, Afedersiniz! Henüz ödeme yapmadınız. | Open Subtitles | بعد أذنك آنسة، أنتِ لم تدفعِ بعد |
| Pardon. Belki de devre arasına yetişirim. | Open Subtitles | بعد أذنك ربما استطيع ان اصل هناك فى الشوت الثانى |
| Affedersin, Lela. | Open Subtitles | عن أذنك , ليلا. |