| Bankacılar suprime kredilerden daha fazla kâr ediyorlardı. Bu yüzden insanları ona yönlendirdiler. | Open Subtitles | تجنى البنوك أرباحا أكثر إذا وضعتك فى الاقتراض عالى المخاطرة و هذا حيث سيضعونك |
| Hye Jung'un firmasının büyük bir kâr elde ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن هاي جونغ حققت أرباحا كبيرة في الشركة مرة أخرى. |
| Eğer biri size kâr için değil de gezegenimizin gelecekteki sağlığı için maksimize edilmiş bu çözümün bir parçası gibi görünen bir planla gelirse bu teknolojilere yatırım yapmaya hazır mısınız? | TED | إن جاءك أحدهم بخطة تبدو حقا كأنها جزء من هذا الحل، هل أنت مستعد للاستثمار في تلك التقنيات، رغم أنها لن تحقق أرباحا قصوية، قد تكون قصوية للازدهار المستقبلي للكوكب؟ |
| # Bana Satan bir şarkı verin... | Open Subtitles | "أعطيني أغنية تجني أرباحا" |
| # Bana Satan bir şarkı verin... | Open Subtitles | "أعطيني أغنية تجني أرباحا" |
| Yani Pasadena'daki malikâneniz olmasa kâr gösteriyor olurdum mu diyorsunuz? | Open Subtitles | أنك كنتِ لتجني أرباحا لو لم يكن من أجل قصرك في (باسادينا)؟ |
| Büyük bir kâr elde ettiniz. | Open Subtitles | محققا أرباحا كبيرة |
| Atlas da bundan kâr sağladı. | Open Subtitles | أطلس) حققت خلالها أرباحا قياسية) |
| kâr oranlarının artışında rekor kırdık. | Open Subtitles | أرباحا قياسية. |
| # Satan bir şarkı verin. | Open Subtitles | "أغنية تجني أرباحا" |
| # Satan bir şarkı verin. | Open Subtitles | "أغنية تجني أرباحا" |