"أرتدى" - Translation from Arabic to Turkish

    • giy
        
    • giyiyorum
        
    • giymem
        
    • giyin
        
    • giydim
        
    • tak
        
    • takmam
        
    • takıyorum
        
    • giymek
        
    • Üstümde
        
    • üzerimde
        
    • giydi
        
    • giyip
        
    • giyerim
        
    • takarım
        
    Beyazlarını giy. Seni Başkanla tanıştıracağım. Open Subtitles .أرتدى زيك العسكري .إنى سأقدمك إلى الرئيس
    Peki tatlım, kostümünü giy. Open Subtitles حسناً , عزيزى أرتدى زيك الرسمى
    Artık bu elbiseyi son kez giyiyorum. Open Subtitles ولكن هذه آخر مرة أرتدى فيها سترة المصارعة
    Neden eski, yamalı bir elbise giymem gerektiğini anlamıyorum. Open Subtitles مازلت لا أعرف لماذا يجب على أن أرتدى هذا الفستان القديم
    Şimdi giyin ve evine gidip sarhoş ol. Open Subtitles الآن أرتدى ملابسك , أذهب للمنزل , وأحتسي الشراب
    Bana balayımızda getirdiğin geceliği giydim. Open Subtitles أننى أرتدى البيجاما التى أشترتها لى لشهر العسل
    Koduğumun maskesini geri tak! Open Subtitles أرتدى هذا القناع اللعين مرة أخرى
    Pekala, ama şapkayı takmam. Open Subtitles حسنآ,لكن لن أرتدى القبعة لكنك يجب أن ترتديها.
    Bu arada bu aptal şapkayı takıyorum çünkü kendi saçımı kendim kesebileceğimi düşündüm. Open Subtitles رغم أنى أرتدى هذة القبعة الغبية لانى ظننت أنه يمكننى أن أحصل على قصة شعر
    Rocco, güzel oğlum sen zaten hastaydın üşütürsün bak, üstüne benim hırkamı giy tamam mı? Open Subtitles روكو" , أنت مريض" أرتدى أحدى كنزاتى ولكنها نسائية
    Tuvalete git ve üstüne bir şeyler giy. Open Subtitles أذهبى للحمام و أرتدى بعض الملابس
    Hemen bir üstüne şeyler giy. Teşekkür ederim. Open Subtitles أرتدى بعض ملابسك الان شكراً لك
    Ben de benzer bir şey giyiyorum. Bak, göstereyim. Open Subtitles أنا أرتدى شيئا مشابها أنا الأخر سأريكِ إياه
    Bazen sen evde yokken, senin giyisilerini giyiyorum. Open Subtitles أحيانا أرتدى ملابسك عندما تكونين خارج المنزل
    Neden eski, yamalı bir elbise giymem gerektiğini anlamıyorum. Open Subtitles مازلت لا أعرف لماذا يجب على أن أرتدى هذا الفستان القديم
    Bazen, kadın elbisesi giymem için dayak atar, yaptığı şeyi zorla izletirdi. Open Subtitles و أحيانا ما كانت تضربنى لتجعلنى أرتدى فستانا
    Bu yüzden buradayız. Şimdi giyin. Open Subtitles و لهذا نحن هنا, لذا أرتدى ملابسك
    Takım elbiseyi önemli bir toplantı için giydim. Open Subtitles وأيضاًَ أرتدى هذه البدلة لأن كان عندي إجتماع مهم هذا الصباح
    Bak ne diyeceğim eldivenlerini tak ve biz şafağı bekleyene kadar bu ottan toplayabildiğin kadar topla. Open Subtitles ساخبركبشئ... أرتدى قفازاتك حاول عمل كومة من هذا الشئ بقدر أستطاعتك
    Bana verebileceği tek tavsiyenin, bir şapka takmam olacağını söyledi. Open Subtitles وقال لى أن النصيحه الوحيده التى ينصحنى إياها هى أنه لابد وأن أرتدى قبعه
    Ama gerçekçi olalım, inci küpeler takıyorum ve moda anlayışım iş peşinde koşan zengin beyaz kadınlarla aynı, yani alfa olma gibi bir çabam yok. TED لكن لنكن واقعيين، أنا أرتدى أقراط لؤلؤية وآخر صيحاتي في علم الجمال هو خدمة القوقازيات الثريات، لذا لستُ أطمح لأكون قائد،
    Bu akşam için aklımda olanlar bir sokakta ayık bir şekilde idrar kokmak ve serserinin tekinin ayakkabısını giymek değildi. Open Subtitles و أرتدى أحذية متشرد000 ذلك لم أكن مخطط له هذا المساء
    Hâlâ Üstümde olduğu için şanslıyım. Bay Pike, bir yıldır ormandaymış. Open Subtitles اننى محظوظة أننى أرتدى هذا مستر بايك كان على ضفاف نهر لمدة عام
    Daha önce bir erkekle hiç yalnız kalmadım, üzerimde giysilerimle bile. Open Subtitles لم يسبق لى التواجد مع رجل من قبل حتى وأنا أرتدى ملابسى
    Eskisi damdan düştü. Babam da kıyafeti giydi. Open Subtitles بابا نويل سقط من على السطح وأبى أرتدى بدلته
    Ayrıca içimin görülebileceği bir şey giyip giymeme konusunda emin değilim. Open Subtitles أيضا لستُ متأكده ما إذا كان يجب أن أرتدى شىء شفاف.
    Soğuk havalarda terlik yerine kayak çoraplarımı giyerim. Open Subtitles عندما يكون الجو بارداً أرتدى جوارب التزحلق بدلاً من الأحذية
    Bunu hep takarım ben. Babam vermişti. Open Subtitles إنني أرتدى هذه دومًا فقد أعطاني إياها أبي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more