| Ben tam eğitimli bir polis memuresiyim, seni yere yatırıp hemen kelepçelerim. | Open Subtitles | ،أنا شرطية متدربة على أعلى مستوي سأطرحك أرضاً وأقيدك في لمح البصر |
| Benny, silahımı yere indirip telefona cevap vereceğim, tamam mı? | Open Subtitles | بينى أنا سأضع سلاحى أرضاً وسأجيب على الهاتف حسناً ؟ |
| Beni yere bırak, Çavuş. - Artık taşımana gerek yok. | Open Subtitles | يمكنكِ وضعي أرضاً أيّها الرقيب ليس عليك حملي بعد الآن |
| Olduğunuz Yerde kalın! O kolileri indirin. | Open Subtitles | جميعكم ,الزموا مكانكم ضعوا هذة الصناديق أرضاً |
| Kolumu sırtıma yasladılar, cüzdanımı aldılar ve beni yere devirdiler. | Open Subtitles | قاموا بتثبيت ذراعي للخلف ثم أخذوا محفظتي ثم رموني أرضاً. |
| onu yere devirip hayalarini tekmeledim ve ölene kadar da tekmelemeye devam ettim. | Open Subtitles | أسقطته أرضاً و ركلته في خصاه و إستمريت في ركله إلى أن مات |
| Bu durumda masayı kaldırmak için kollarını oynatması durumunda kartlar yere düşer. | Open Subtitles | في هذه الحالة، إذا حرك ذراعيه لتحريك الطاولة، فسوف تسقط البطاقتان أرضاً. |
| Diğer yandan, kahramanımız eğer kötü bir açıyla inerse yere kapaklanır. | TED | من ناحيةٍ أخرى، بطلنا، هبط بشكل سيء وسقط أرضاً. |
| Örgünün tepesine ulaştığımda, çantamdaki 3000 kadar çeyrekliğin ağırlığı, beni yere çekti. | TED | وعندما وصلت إلى الأعلى، جذبتني حقيبتي الحاوية على ثلاث آلاف عملة نقدية وطرحتني أرضاً. |
| Boğuşuyoruz, kavga ediyoruz, onu yere sermeyi başarıyorum ve ellerini kelepçeliyorum. | TED | تصارعنا، تقاتلنا، تمكنت من تثبيته أرضاً وتكبيل يديه بالأصفاد. |
| Bir keresinde, kavga eden iki kızın arasına atlayıp kendini yere düşürttüğünü görmüştüm. | TED | في أحد الأيام، رأيته يتدخل لفض شجار بين فتاتين فوجد نفسه يتلقى ضربة طرحتهُ أرضاً. |
| Böylece İndra kadının dikkatini çekerek yere fırlattı... ...ve tecavüz etmeye başladı. | TED | مما أثار الإله إندرا .. فتهجم عليها وألقاها أرضاً .. ومن ثم إغتصبها |
| Sonrasında tek bildiğim şuradaki polislerin nedensiz yere beni alaşağı etmiş olmalarıdır. | Open Subtitles | أن رجال الشرطة ألقوني أرضاً . بدون سبب على الإطلاق |
| yere düşenin kalkmak için sadece ve sadece 10 saniyesi var. | Open Subtitles | من يسقط أرضاً أمامه عشر ثواني، عشر ثواني فقط للنهوض.. |
| Ve parlak bir düşünce gülliverimden geçti onu yere yatırıp bir gel-git yapmak. | Open Subtitles | أول شيئ دار في رأسي أن أطرحها أرضاً ومن تمّ أضاجعها |
| Adam öldürmenin en hafif yolu onu yere serip bu şekilde tekmelemektir. Gördünüz mü? | Open Subtitles | لتقتل عدوك بسلاسه عليك بأن تطرحه أرضاً و تركله فى ظهره |
| Uçakta kalmaktansa, yere çakılmayı tercih ederler. | Open Subtitles | إنهم يفضلون السقوط أرضاً بدلاً من البقاء على متن الطائرة. |
| Robinson kariyerinde ikinci kez Yerde. | Open Subtitles | ربنسون يسقط أرضاً .. بعد لكمة على الوجه من لاموتا .. وها هو يهزم للمرة الثانية في تاريخه |
| Tamam mı? Artık o silaha ihtiyaç yok. onu bırak, ve git. | Open Subtitles | ليس هناك داعيّ لحمل ذلك المُسدس ضع المُسدس أرضاً ، و إرحل. |
| Çünkü artık suların çekildiğini ve toprak bulabileceğimizi biliyoruz. | Open Subtitles | لأننا نعرف الآن أن المياه قد جفت من على الأرض و يمكننا أن نجد أرضاً |
| Evvela, herkes silahını bırakıyor. Ondan sonra olayı çözeriz. | Open Subtitles | أولاً، يجب عليكم بأن تضعوا مسدساتكم أرضاً ونذهب للخارج |
| Bu bir soygundur. yere yatın incinmeyin. | Open Subtitles | حسناً هذه سرقة انبطحوا أرضاً حتى لا يتأذى أحد |
| Yasa dışı deneyler yürüttüğün barajın yakınlarında satın aldığın arazi de bir sır değil. | Open Subtitles | إنه ليس سرا أنك إشتريت أرضاً قرب السد حيث كنت تجري التجارب الغير شرعية؟ |
| silahı yere bırakın efendim! | Open Subtitles | ضع يديك حيث أستطيع أن أراها من فضلك سيدى من فضلك ضع السلاح أرضاً سيدى |
| Hangisini seçecek olursanız olun, silahı bırakmanızı istiyorum. silahı bırak Price. Seni uyarıyorum. | Open Subtitles | اختر ماتريد لكنني أريد للمسدس أن يختفي ضع مسدسك أرضاً برايس أنا أحذرك |
| silahını at, gerzek herif. Kameraya alınıyorsun. | Open Subtitles | ضع السلاح أرضاً أيها المغفل لقد تم تسجيلك على شريط فيديو |