| Geri kalan ömrümü hapiste geçirmek istemedim bu yüzden tüm sermayemi buraya aktardım. | Open Subtitles | لم أرغب أن أمضي بقية حياتي بالسجن لهذا نقلت بقية أموالي إلى هنا |
| Pekala, yani bu yolu uzatmaktan fazlasıydı ama bunu telefondan yapmak istemedim. | Open Subtitles | حسنا،لم تكوني مجرد بنت صغيرة؟ لم أرغب أن أقول هذا عبر الهاتف. |
| Söylemek istemezdim ama bilmelisin diye düşündüm. Yani iyiliğin için. | Open Subtitles | لم أكن أرغب أن أقول لكِ, لكن يجب أن تعلمي، لمصلحتكِ. |
| Teşekkürler. Size sormak istediğim bir soru daha var, bayan. | Open Subtitles | شكرًا لك، هناك سؤال آخر أرغب أن أطرحه عليكِ آنستي |
| Tabi bunun kolay olmadığını söylemek isterim. | TED | والآن أرغب أن أقول، إن ذلك ليس بالأمر الهيّن |
| Eğer hata olursa, sen olmayı, ya da seni tanıyan biri olmayı istemem. | Open Subtitles | لو هذه الخطة فشلت لا أرغب أن أكون محلك أو أي أحد يعرفك |
| İnanın bana, orada olup, izlemeyi çok isterdim... | Open Subtitles | صدقني، حتى أنا أرغب أن أكون هناك بالداخل |
| Adada kalmasını sağladım çünkü yalnız kalmak istemiyordum. | Open Subtitles | جعلتها تبقى على هذه الجزيرة لأنّي لم أرغب أن أكون وحيداً |
| Senin bunu öğrenmeni hiçbir zaman istememiştim. | Open Subtitles | لم أرغب أن تعرفي ذلك أبداَ أعني منذ سنوات أعلم عنهم |
| İlk seferinde fazla yükleme yapmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب أن أحملها أكثر من طاقتها في مرتها الأولى |
| Buranın işleyişini biliyorsun. Sicilime işlensin istemedim. | Open Subtitles | أنت تعلم كيف يكون الأمر هنا أنا لم أرغب أن يكون ذلك في تقييمي |
| Özür dilerim. Seni üzmek istemedim. Ben sadece... | Open Subtitles | آسفة ، لم أرغب أن أشعرك ..بعدم الارتياح او شيئاً ما ، انا فقط |
| Onu istemediği başka bir şey için zorlamak istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب أن أجبره على أن يكون شيئاً لا يطيقه |
| Ve Kendall'ı onun öldürdüğünü düşünmenizi istemedim. | Open Subtitles | ولم أرغب أن تظني بأنه قتلها.. لهذا لم أقل شيئا |
| Sana bunu söylemek istemezdim, Ama beni satın almazsan öleceksin. | Open Subtitles | لم أرغب أن أقل لك هذا، لكن إن لم تشتريني، فسوف تموت. |
| Biliyor musun Al, belediye başkanı olarak... süvarilerin kampa geldiğini... onları yolda fotoğraf çektirirken görünce... öğrenmek istemezdim. | Open Subtitles | ربما أرغب أن أعلم أن الفرسان في المخيم بطريقة أخرى غير مصادفتهم وهم يلتقطون الصور في الساحة |
| Felsefemin sonraki yönüyse çevremde birlikte olmak istediğim insanlara yer vermek, üstün nitelikli insanlara. | TED | الجانب التالي لفلسفتي هو أنني أحيط نفسي بمن أرغب أن أكون بصحبتهم، أناس يمتلكون شخصيات جيدة جداً. |
| Şimdi hepinize sormak istediğim soru şu: Siz de böyle mi düşünüyorsunuz? | TED | والسؤال الذي أرغب أن أطرحه على الجميع هنا اليوم هو هل أنتم جميعاً موافقون على تلك الفكرة؟ |
| İtirazınız yoksa, bir kaç gün kalmak isterim. | Open Subtitles | أرغب أن أمكث فى فندقك لبضعة أيام أن لم تكن تمانع حقاً |
| Tatlım, en azından, bu güzel çatı katıyla beraber bu altın fırsatı değerlendirmeni isterim... | Open Subtitles | على الأقل حبيبي أرغب أن تأخذ هذا كفرصة ذهبية |
| Tabiî ki açıktı. Penceremin kırılmasını istemem. | Open Subtitles | بالطبع، كانت مفتوحة .. لم أرغب أن تُكسَر نافذتي |
| Seni almak isterdim ama sadece davetliler girebilir. | Open Subtitles | أرغب أن تأتي الى الحفلة لكنّها للمدعويين فقط. |
| Zamanın akıp gitmesini izlemek istemiyordum. | Open Subtitles | لم أرغب أن أشاهد الوقت وهو يرحل, ساعة تلو ساعة. |
| Dün düğündü dernekti derken söylemek istememiştim fakat... | Open Subtitles | إسمعي لم أرغب أن أقول أيّ شيء البارحة بسبب الزفاف و ما إلى ذلك لكن |
| Görmek istemediğim bir şey olursa, yokmuş gibi davranırdım. | Open Subtitles | حين أرغب أن يختفي شيئ, فإنني أدّعي أنه ليس موجوداً, أصرفه من الوجود |