"أريده في" - Translation from Arabic to Turkish

• istediğim
• istiyorum

Kendimi daha net bir şekilde görebiliyorum da ve istediğim şeyin makul olarak istenebilecek olandan daha fazlası olduğunu anlayabiliyorum.
ولكن يمكن أن أرى نفسي بوضوح أكثر، وأستطيع أن أعترف بأن ما أريده في بعض الأحيان هو أكثر من المعقول.

O anda aramak istediğim kişi, her şeyi anlayabileceğini bildiğim kişi arkadaşım Melissa'ydı.
والشخص الذي كنت أريده في هذه اللحظة، الشخص الذي أعرف عنه أنه يفهم عنّي أي شيء كانت صديقتي ميليسا.

Senin evinde istediğim birisi var. Tisa yeniden özgür.
هناك شخص أريده في منزلك، تيسا، إنها مُتاحة مجدّدا

Şef, düşman sularındayız ve Xo nefes alıyor görev yerine gelmesini istiyorum
ايها الرئيس، نحن في المياه المعادية، اكس أو يتنفس، أريده في مركزه

Onu mahvetmeye çalışmıyorum ama onu playoff'ta istiyorum.
أنا لا أحاول خداعه، هارفي.. ولكني أريده في المباريات الفاصلة ..

Bak, doğum günümde istediğim son şey ikinizin birbiriyle büyük bir kavgaya tutuşması, tamam mı?
إنظر، اخر شيئ أريده في عطلة ميلادي هو خناق كبير بينكما، حسناً؟

Ve şu koskoca dünyada istediğim tek şey, iki sevgilimin de beni orada bekliyor olması.
و ذلك كل ما أريده في الدنيا أن تقوم زوجتي و ابنتي بانتظاري هناك

Ve bu dünyada tek istediğim şey o iki kızın da beni orada bekliyor olması.
و هذا كل ما أريده .. في هذا العالم بأسره ان تذهب فتاتيّ إلى هناك و تنتظراني

Düğünüm için istediğim görüntünün bu olup olmadığını bilmiyorum.
لست متاكدة من ان هذا هو المظهر الذي أريده في يوم زفافي

İstediğim şeyin bir aile kurmak olduğunun farkına vardım. Carrie!
وأدركت أن ما أريده في الحقيقة هو أن تكون لدي عائلة

Çünkü seninle takas karşılığında bana istediğim her şeyi verebilecek bazı güçlü adamlar var.
لأن هناك بعض الرجال ذوو النفوذ الذين سيقومون بإعطائي أي شئ أريده في مقابلكِ

O zaman farkına vardım ki bu dünyada anne olmaktan daha çok istediğim tek şey var. O da seninle olmak. - Val...
و بعدها أدركت أنه لو كان هناك ما أريده في العالم أكثر من كوني أماً، فهو التواجد معك

Aslında sorun şu ki Paula, hayatta yapmak istediğim tek şey bu değil.
حسناً, المشكلة يا "بولا" أن هذا ليس الشيء الوحيد الذي أريده في الحياة

Çantamdan tutunmasını istediğim tek şey ünlü DJ'lerdir.
الشيء الوحيد الذي أريده في حقيبتي المرحة, هو اسطوانات المشاهير.

Dünyada tek istediğim sadece seninle konuşmaya devam etmek.
جل ما أريده في هذا العالم هو الأستمرار في التحدث معك

Yerini söylemeden önce bunu yazılı olarak istiyorum.
أريده في الكتابة قبل ذلك أخبر بأنّك حيث أنّ هو.

Tüm bu kötü şeylere rağmen onun tekrar hayatıma dönmesini istiyorum.
و على الرغم من كل مشاكلنا أريده في حياتي مجدداً

Dikkat edin, emekliliğim için onu iyi bir durumda götürmek istiyorum.
حاذروا، أريده في حالة جيدة من أجل تقاعدي

Onu İskoçya'da istiyorum. Lord Surrey, işte savaşta esir aldığımız üç soylu:
أريده في اسكتلندا أيها اللورد ساري هنا لدينا ثلاثة من نبلائهم