"أسألكِ" - Translation from Arabic to Turkish

• sorabilir
• sormak
• soruyorum
• soracağım
• sormam
• sorayım
• Senden
• sormama
• sormalıyım
• sordum
• soracaktım
• rica
• sormamı
• sormuyorum
• sorum

Devam etmeden önce, evde başka biri var mı diye sorabilir miyim?
قبل أن أبدأ، أود أن أسألكِ إن كان في البيت أحد غيرك؟

Tekrar görüşebileceğimizi düşünmüyorum, o yüzden bir şey sorabilir miyim?
أشعر أني لن أراكِ مجدداً، فهل أستطيع أن أسألكِ شيء؟

Zaten sigorta şirketi frenleri kontrol etmek isteyecektir, ...ama ben sadece sormak istiyorum.
الأن , شركة التأمين سوف تتفقد عمل الكوابح لكنني فضلتُ أن أسألكِ فحسب

soruyorum sana bu surat sence Lanetlilerin Kraliçesi'ne ait olabilir mi?
أنظري إلى هذا, أسألكِ هل هذا الوجه ينتمي إلى الملكه الملعونه

Şirin davranmayı bir kenara bırakıp sorularımı soracağım.
حسناً، سأكُفُ عن كوني مُحبباً و أسألكِ أسألتي فقَط

Size sormam gereken bir şey var, Kraliyet Mahkemesi üyeleriyle yaptığımız nedir?
هنالكَ شيءٌ يجب أنْ أسألكِ عنه ماذا سنفعل بأعضاء البلاط الملكي ؟

Madem o kadar akıllısınız, size bir soru sorayım.
،حسناً، إن كنتِ ذكيّة دعيني أسألكِ هذا السؤال

Senden sadece ebeveynine farklı bir açıdan bakmanı istedim sadece bunu yapmanı istedim...
أسألكِ أن تري أهلكِ بضوء آخر أسألكِ أن تفعلي ذلك وحسب وتبدئين بالهجوم

Senin hakkında birkaç soru sorabilir miyim?
هل من الممكن أن أسألكِ بعض الأسئلة عن نفسك؟

Senin için bu iş neden bu kadar önemli sorabilir miyim?
هل لي أن أسألكِ لماذا هذا العمل مهماً جداً لكِ؟

Tekrardan bunun ne hakkında olduğunu sorabilir miyim?
هل لي أن أسألكِ مجدّداً عمّ يدور هذا الأمر؟

- Stin... Sana, uzun zamandır beynimi kemiren bir şeyi sormak istiyorum.
أريد أن أسألكِ سؤالاً واحداً طالما أجج النيران في رأسي

Sana sormak istediğim bir şey vardı. Seninle konuşmak istediğim bir şey.
هناك شئ أريد أن أسألكِ عنه أن أتحدث عنه معكِ

Bütün bunlar gerçekten bir çeşit değil mi diye soruyorum
أنا أسألكِ إذا ما كان كل ذلك حقًا كان منظمًا

Bir dedektif olarak sormuyorum. Bir baba olarak soruyorum.
أنا لا أسألكِ بصفتي محقق، أنا أسألكِ بصفتي والدكِ.

Sakin ol, sana birkaç soru soracağım, tamam mı?
اهدأى, يجب أن أسألكِ بضعة أسئلة, اتفقنا؟

Peki, sana bir soru sormam lazım ve de bana doğruyu söylemen gerek.
لذا، أحتاج إلى أن أسألكِ سؤالًا و أحتاج منكِ أن تكوني صريحةً معي

O zaman farklı şekilde sorayım: benim bilmediğim bir şey biliyor musun?
،إذاً، دعيني أسألكِ بطريقة مغايرة هل تعرفين شيئاً أجهله؟

Dinle, Senden sadece ara sıra bana ip uzatmanı istiyorum.
اسمعي انا أسألكِ فحسب ان تجيئي عندنا لفترة صغيرة ، و ترمي لي و لو بمساعدة صغيرة لكي أنجح

Sana bu cesur yeni dünyanla ilgili bir soru sormama izin ver.
دعيني أسألكِ سؤالاً عن عالمكِ الجديد هذا

Ama bir soru daha sormalıyım.
على أية حال، يجب أن أسألكِ سؤالاً واحداً.

Titanik neden batmıştır diye sordum.
أنا أسألكِ : لماذا غرقت سفينة التايتانيك ؟

Bir tur atmak ister misin diye soracaktım.
لا ، لا ، أنا أسألكِ إذاكنتىتريدينتوصيلة.

Yapman gereken her şeyi rica ettiğim için giydiğin kıyafete bayıldım.
وكم أحب أنّ لديكِ زيًّا لكل شيء أسألكِ أن تفعلينه.

Kahvaltıda ne istediğini sormamı daha sık hatırlatsan iyi olur.
ذكريني أن أسألكِ ماذا تريدين على الإفطار كثيراً

Ben sana ölü kocanla ilgili soru sormuyorum değil mi?
أنا لا أسألكِ أسئلة بشأن زوجك الميّت، أليس كذلك ؟

İki soru sormak istiyorum. İlk sorum...
دعى أسألكِ سؤالين السؤال الأول: