"أستطيع إيجاده" - Translation from Arabic to Turkish

    • bulamıyorum
        
    • Bulabildiğim
        
    • bulabilirim
        
    • bulamadım
        
    • bulabileceğim
        
    Bayan Wright yeni kolyemi hiçbir yerde bulamıyorum. Open Subtitles آنسة رايت . خاتمي الجديد ، لقد ضاع لا أستطيع إيجاده في أي مكان
    Üçüncü perde, birinci sahne. bulamıyorum. Open Subtitles الفصل الثالث، المشهد الأول لا أستطيع إيجاده الآن
    Çok fena korktu, onu hiç bir yerde bulamıyorum. Open Subtitles لقد شعر بالذعر ولا أستطيع إيجاده في أيّ مكان
    Kütüphanede Shtriga hakkında Bulabildiğim her şeyi bulmaya çalıştım. Open Subtitles أنا في المكتبة أحاول أن أجد ما "أستطيع إيجاده عن هذا "ستريجا
    Sabah oraya gideceğim ve geri dönüş yolunda Bulabildiğim her golf alanında durup tanesini 10 dolardan satacağım. Open Subtitles سأذهب إلى هناك في الصباح، وفي طريق عودتي، سأتوقف في كل ملعب غولف أستطيع إيجاده وسأبيع للشباب القدامى البيض الحبة بـ 10 دولارات
    Blue diye bir herif var, gerçek adı değil tabii, lakabı falan herhalde, burnunu pis işlere sokmuş, hakkında ne bulabilirim merak ediyorum. Open Subtitles , ذلك ليس إسمه الحقيقي , إنه كُنية نوعاً ما .. ولكنه يمرّ بمشاكل جدّية وأردت أن أعرف ما الذي أستطيع إيجاده عنه
    Buraya hemen hemen hiç tanımadığım birinin peşinden geldim ve onu bulamadım. Open Subtitles جئت هنا لمفاجئة رجل بالكاد أعرفه ولا أستطيع إيجاده لكن ماذا إذن؟
    Çok düşük teknolojili veri toplama cihazları kullanarak belli bir bölgeden bilgi topluyorum -- genellikle hırdavatçıdan bulabileceğim herhangi bir şeyle. TED أستخرج المعلومات من محيط معين باستخدام أجهزة غير متطورة لتجميع البيانات -- و عادة كل ما أستطيع إيجاده في متجر المعدات.
    Sadece bulamıyorum. Bir farklılık var. Open Subtitles لم أفقده أنا فقط لا أستطيع إيجاده هناك إختلاف
    Bunu yapabilmem için de o Kripton kalkanına ihtiyacım var, ama onu hiçbir yerde bulamıyorum. Open Subtitles أنا بحاجة فقط إلى الدرع الكريبتوني لأقوم بذلك، لكني لا أستطيع إيجاده في أي مكان
    Onlara kontratımız olduğunu söyledim. şimdi de bulamıyorum. Heryere baktım. Open Subtitles أخبرتهم أن لدينا عقد، الأن لا أستطيع إيجاده.
    Bilgisayarımda olduğunu sanıyordum ama hiçbir yerde bulamıyorum. Open Subtitles كنت أظن أنه مخزن في جهاز كمبيوتري لكنني لا أستطيع إيجاده في أي مكان
    Kancamı tercih ederim ama, onu şu an bulamıyorum. Open Subtitles أفضّل طعنه بخطّافي، لكنّي لا أستطيع إيجاده الآن.
    Onu hiçbir yerde bulamıyorum. Open Subtitles أنا لا أستطيع إيجاده في أي مكان
    Bulabildiğim en ağırlarından bir tane aldım ve şuna baksana ağır bilgisayarlar, ağır materyaller. Open Subtitles أشتري أثقل جهاز أستطيع إيجاده وأنظري... أجهزة ثقليه يعني مواد ثقيله
    - Bulabildiğim bir şey yok. Open Subtitles لا شيء أستطيع إيجاده
    Birkaç dakika sürer ama onu bulabilirim. Open Subtitles سيستغرق الأمر عدة دقائق ، لكن أستطيع إيجاده
    Eve girersem etrafa bakıp belki onu bulabilirim. Open Subtitles لو استطعت الدخول إلى هناك والبحث فيه، ربما أستطيع إيجاده.
    Heryere baktım ama bulamadım. Nerede olabileceği hakkında bir fikrin var mı? Open Subtitles بحثت عنه في كل مكان ولا أستطيع إيجاده هل لديك فكرة عما عساه أن يكون؟
    Çünkü eğer yazabiliyorsam geçmişe gidip muskayı bularak günümüzde bulabileceğim güvenli bir yere saklayabilirim. Open Subtitles لأنه إن كان بإمكاني هذا، فسيمكنني العودة للماضي وإيجاد الحجاب و إخفائه في مكان آمن بحيث أستطيع إيجاده في الحاضر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more