"أستعداد" - Translation from Arabic to Turkish

    • hazırım
        
    • Hazır
        
    • razıyım
        
    • hazırız
        
    Hayır ama inanmak istiyorum. Buna hazırım. Gerekirse paskalya yumurtası bile boyarım. Open Subtitles لا، وأنا بحاجة، أنا على أستعداد لفعل أي شيء، سأصبغ بيض الفصح، إذا كان ينفع
    Kanıt gerekiyor. Sana onları vermeye hazırım. Open Subtitles ستحتاج إلى دليل وأنا على أستعداد لتوفيره
    Yuvadan ayrıIdığında, gerçek dünyayla yüzleşmek için Hazır olmanı istiyorum. Open Subtitles عندما تتركين العش، أريدك لتكوني على أستعداد لمواجهة العالم الخارجي
    Bu sene altıncı sınıfa geçmesine rağmen İngilizce dersi görmeye Hazır durumda... Open Subtitles وبما أنه في الصف السادس الآن .. فأنه على أستعداد لدراسة الانجليزية..
    Şu anda payımı birkaç el bombası ile takas etmeye razıyım. Open Subtitles أنا على أستعداد لمقايضة جزء من بضاعتى مقابل بضعة قنابل يدوية
    Yaşı dolayısıyla yasal yollara başvurmaktan vazgeçmeye razıyım. Open Subtitles . حسنا انا على أستعداد للتنازل بسبب عمره
    Neredeyse gitmeye hazırız, Kravatını artık bağlasan iyi olur. Open Subtitles أتعلم؟ نحن على أستعداد للإنطلاق ربما ترغب في عقد ربطة العنق تلك
    Kötülüğümü istiyor. Ondan tiksiniyorum. Kefaretim için hazırım. Open Subtitles تتوقع السوء منـي ، فأنا أكرههــا وأنا على أستعداد للتكفير عن ذنوبي.
    Hayır, gelen Nolan. Seni eve götürmesi için çağırdım. Geleli bir saat oldu ama intihar etmeye hazırım. Open Subtitles لا هذا نولان لقد كلمته لكى يوصلك منزلك بقالك ساعة هنا و انا على أستعداد للقفز من سطح المنزل
    İçimde büyüyen hayatı hissetmek için ölmeye hazırım. Open Subtitles أنا على أستعداد للموت من أجل أن أشعر بحياة تنمو في داخلي.
    İsnad edilen suçları işledikleri ispatlanırsa onları bizzat kendim vurmaya hazırım. Open Subtitles فأنا سأكون على أستعداد لإطلاق النار عليهم بنفسي! حتى لو تأكدت أنهم فعلوا هذا الشيء فلن تفعل لهم شيئا
    1000 adam hazırlayıp, onların tüm ihtiyaçlarını kendim gidermeye onları Boston halkının yardımına göndermeye hazırım . Open Subtitles أنا على أستعداد أن أتكفل بألف رجل، على "حسابي الخاص ومن الآن، لإغاثة "بوسطن
    Büyük gemideki partiye, benden başka kim Hazır? Open Subtitles لذا ، من على أستعداد ليكون طرف على القارب الكبير بجانبى؟
    Bu bir yarışma değil. Hazır olduğunda hazırsın demektir. Open Subtitles أنها ليست منافسه , ستكونِ علي أستعداد عندما تكونِ مستعده
    Bırakmaya Hazır olduğumu hissettiğim noktaya gelmiştim ve bıraktım. Open Subtitles وصلت إلى النقطة التي شعرت أننى على أستعداد للتوقف ، وقد فعلت ذلك
    Bu işe atılmaya Hazır olduğundan emin misin? Open Subtitles هل أنتي متأكدة أنك على أستعداد لأتخاذ هذا القرار؟
    Ama onu senden korumak için bunu yapmaya razıyım. Open Subtitles ولكن انا على أستعداد . للقيام بذلك لحمايتهِ من منك
    Ve ben dört katını ödemeye razıyım ... Open Subtitles وانا على أستعداد لدفع أربع اضعاف الأجرة
    Ve hayatımı Jen'in mutluluğu için adamaya razıyım. Open Subtitles و انا على أستعداد ان أكرس (حياتى فى سبيل إسعاد (جين
    Hadi bak, sevdiğin o Tayland lokantasına bile gitmeye razıyım. Open Subtitles هيا ... حتى اني على أستعداد
    Tahmin edin ne oldu. Denetim için hazırız. Open Subtitles خمن ماذا عملية التفتيش على أتم أستعداد
    Tamam, hazırız, başla. Open Subtitles .حسنا, أستعداد, هيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more