Ama benim Anlamadığım bizi sabahın köründe ilk iş buralara sürüklemeleri. | Open Subtitles | أنا أتفهم الأمر لكن ما لا أستوعبه هو جرّنا الى هنا في الصباح الباكر |
Anlamadığım tek şey nasıl bu kadar kör olabildiğim. | Open Subtitles | إنّما الشيء الوحيد الذي لا أستوعبه هو كيف كنت غافلًا جدًّا هكذا. |
Anlamadığım diğer şey, kirli havlularımızı ve kokan çoraplarımızı kilitlemek için ne kadar dikkatli olduğumuz. | Open Subtitles | الأمر الآخر الذي لا أستوعبه هو لماذا نكون حذرين للغاية... بشأن تخبئة مناشفنا وملابسنا المتسخة... |
Bunu bana altı ay önce anlattığında da anlamamıştım. | Open Subtitles | مثلما لم أستوعبه عندما صغته لي منذ ستة أشهر مضت |
anlayamıyorum, Bay Başkan, anlayamıyorum. Asker olduğum için mi acaba. | Open Subtitles | أنا لا أستوعب هذا سيادة الرئيس لا أستوعبه لأنني جندي |
Anlamadığım diğer şey, kirli havlularımızı ve kokan çoraplarımızı kilitlemek için ne kadar dikkatli olduğumuz. | Open Subtitles | الأمر الآخر الذي لا أستوعبه هو لماذا نكون حذرين للغاية... بشأن تخبئة مناشفنا وملابسنا المتسخة... |
Varmış. Anlamadığım da bu işte. | Open Subtitles | ، نعم، كان هناك هذا ما لا أستوعبه |
Anlamadığım şey üç Fae kadının neden katil bir insanı kaçırdığı. | Open Subtitles | الذي لا أستوعبه هو , لماذا تقوم ثلاث نساء من (نساء فاي ) بتهريب قاتل من البشر |
Anlamadığım sende Eric Northman'ın kanı varsa nasıl oluyor da seni kendisi kollayamıyor? | Open Subtitles | ما لا أستوعبه... إذا كنت تحملين دم (إريك نورثمن)، لمَ لا يعتني بكِ شخصياً؟ |
O zaman anlamamıştım ama şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | لم أستوعب الأمر حينها ، لكن... أنا أستوعبه الآن |
- Başta ben bunu anlamamıştım. | Open Subtitles | -والذي لا زلت لا أستوعبه |
Sadece inanamıyorum. Sadece anlayamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق ذلك، لا أستوعبه. |