Aranızdan su sızmıyor, seni sır küpü küçük şeytan. | Open Subtitles | كما أنه لطيف جدا معك و يبدو بأن بينكما أسراراً |
Bunu anlattım çünkü aramızda sır olsun istemiyorum. | Open Subtitles | أنا أخبرك بذلك لأني لا أريد أن أخفي عليك أسراراً |
Birbirimizden sır saklamamız gerekir. | Open Subtitles | لا يُفترض بنا أن نخفي أسراراً عن بعضنا البعض |
- Onun sırları var benim de artık sırlarım var. | Open Subtitles | إنها تخفي عنى بعض الأمور، و أنا أخفي عنها أسراراً. |
Yatakta böyle sırları açıklamaması gerekir. | Open Subtitles | لم يكن واجباً عليه أن يقول أسراراً فى الفراش. |
Hedefiniz, Amerikan hükümetinden askeri sırlar çalıp kaçan birisi. | Open Subtitles | هدفكم هو هارب من الحكومة الأمريكية سرق أسراراً عسكرية |
Devlet sırlarını yabancı bir devlete satmaktan suçlu bulunan biriyle evliydim. | Open Subtitles | كنتُ متزوجة لرجل أُدين ببيعه أسراراً لحكومة أجنبية. |
Şimdiye kadar doktorlarımın benden sır saklayamayacağını öğrenmiş olman gerekirdi. | Open Subtitles | يفترض أن تعرف بحلول الآن أن أطبائي لا يخفون عني أسراراً |
Ve şimdi evdeydim, daha fazla sır saklıyordum. | Open Subtitles | و الآن عدت إلى بيتي أخبئ أسراراً اكثر من قبل |
Ama benden sır saklama, balım. Çünkü hepimiz aynı taraftayız. | Open Subtitles | لكن لا تخف أسراراً عنى يا عزيزى نحن فى نفس الجانب |
Kahretsin. Benden bir sürü sır saklıyorsun. | Open Subtitles | اللعنة، أخفيتيِ عنّي أسراراً كثيرة أصلاً |
Bence ortaklar arasında sır olmamalı, ama sen bilirsin. | Open Subtitles | أترى، لا أظنه يفترض بالزملاء أن يخفوا أسراراً عن بعضهم لكنّ القرار عائد إليك |
Buna karşılık artık senden sır saklamak yok. | Open Subtitles | وفي مقابل ذلك، لن أخفي عنك أسراراً بعد الآن. |
Özel hayat dediğin, modern bir icat. Eskiden tüm kasabalar, herhangi birinin sır tutması için çok küçük olurdu. | Open Subtitles | كانت البلدات بالغة الصغر على أيّ فرد كي يخفي أسراراً |
Ne yapıyorsun sen orada? Bana kimseden sır saklamadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّه ليس لديها أسراراً وأنا أتأكّد من كلامها |
Her genç kızın sırları vardır, değil mi? | Open Subtitles | كل الفتيات يستحقون أن يكون لهم أسراراً , صحيح؟ |
Ama bu karanlık sırları olanların işine yaramıştı. | Open Subtitles | ،لكن لأولئك الذين يخبؤون أسراراً أثبت الظلام فائدته فعلاً |
Uzun süredir görev yapan teğmenimin geçmiş haftalara ve aylara ait sırları var. | Open Subtitles | ملازمي الذي خدمني طويلاً يخفي أسراراً في أسابيعه وشهوره الماضية |
Şükran Günü'nde her zaman sırlar ortaya çıkar. Senin durumunsa, tam bir mucize. | Open Subtitles | عيد الشكر لديه دوما أسراراً لكن في حالتك، تعتبر معجزة |
Asırlık sorulara cevap ararken... yeni sırlar keşfediyorlar. | Open Subtitles | باحثين عن أجوبة لأسئلة أزلية غابرة، مكتشفين أسراراً جديدةً |
Rakip bir şirkete ticaret sırlarını satmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يحاول أن يبيع أسراراً تجارية إلى منافس |
Sadece bazı insanların bilebileceği sırların olduğunu ve onlara hiçbir şey yapmasan da sana karşı koz olarak kullandıklarını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أسراراً لا نريد لأحد أن يعرفها أشياء قد يعرفها أشخاص آخرون ويهددوك بها حتى وإن لم تفعل لهم شيئاً، شخصياً؟ |
Gerçeğin bir kısmını anlatıyor, bir şeyler gizliyorsun. | Open Subtitles | تقول نصف الحقائق، وتُخفي أسراراً |