Bunlar bile seni efsane yapmaya yeter. Dilin konusunda yalan söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | هذه قصة أسطورية بم يكفي لا يجب أن تكذب بشأن لسانك |
Yılı son zamanların en efsane partisiyle noktalayacağız. | Open Subtitles | سوف ننهي هذا العام بأكثر حفلة أسطورية في تاريخ. |
Bu yüzden Walt Disney Pastoral senfoniye mitolojik bir ortam verdi. | Open Subtitles | لذا فإن و الت ديزني أعطي السيمفونية ، الريفية خلفية أسطورية |
Tamam, ama o senin dediğin 10 yaşına kadardı ve benim annemin bilim anlayışı efsanedir. | Open Subtitles | حسنٌ، ذلك كان حتى بلغت العاشرة حصيلة أمّي العلمية كانت أسطورية |
Schroedinger'in önüne gelenle yatması efsaneviydi. | Open Subtitles | علاقات شرودينجر الغير شرعية كانت أسطورية |
Cinsel hünerim Büyük Göller Eyaletlerinde efsanevidir. | Open Subtitles | أقصد، براعتي الجنسية أسطورية قد تجاوزت سمعتها أرجاء الولاية. |
Kabil'e 3 yıl önce vardı ve efsanevi bir figür haline geldi. | Open Subtitles | وقد وصل إلى كابول قبل ثلاث سنوات من تحوله إلى شخصية أسطورية |
Bu çok epik bir durum. | Open Subtitles | هذا كمٌ هائل من قصة أسطورية. |
Gideceğimiz bu yerle ilgili bir efsane var. | Open Subtitles | انظر ، هناك قصّة أسطورية للمكان الذي سنذهب إليه |
Son yılların en efsane partisini yapacağınızı söylüyorsunuz ve sonra da gelmiş zırlıyorsunuz burada. | Open Subtitles | قلتم أنكم ستقومون بعمل أكبر حفلة أسطورية منذ عقود و بعد ذلك تقومون بتمزيقها |
Evet aslında Siren bir efsane değil. | Open Subtitles | أجل، في الحقيقة، "السيرين" ليست مخلوقات أسطورية |
Bu pencerenin başında ona arkadaşlığımızın bir efsane olacağını söyledim. | Open Subtitles | من هذه النافذة... أخبرته أنّ صداقتنا ستكون أسطورية |
Hikâyesi yüzyıllar boyunca efsane olarak görüldü. | Open Subtitles | لعدة قرون اعتُبرت روايته كقصة أسطورية |
Kasabalılarımın parlak hayallerinde... kadınların mitolojik bir konumu vardır. | Open Subtitles | في المخيلة البهيجة لسكان بلدتي اُعتبرت المرأة حالة أسطورية |
Sözlükten "büyülü gerçekçilik"in anlamına bakarsanız onun fantastik ve mitolojik unsurları gerçekçi kurguyla bir araya getiren bir edebi akım olduğunu görürsünüz. | Open Subtitles | ابحثوا عن الواقعية السحرية في القواميس و ستصف اسلوباً أدبياً دمج رائع أو عناصر أسطورية |
Kendine özgü mitolojik bir yaşam hayal ediyor, sanki bensiz bir tane olacakmış gibi. | Open Subtitles | إنها تحلم بحياة أسطورية بينما تبتعد عني |
Yüzüklerin Efendisi, tarihin en efsanevi masallarıyla doğrudan bağlantıları olan günümüze ait bir efsanedir. | Open Subtitles | إن "سيد الخواتم" أسطورة حديثة متصلة بروابط مباشرة مع أكثر الشخصيات أسطورية بالتاريخ |
Cesaretiniz ve yetenekleriniz Jaffalar arasında efsanedir. | Open Subtitles | شجاعتكم وبراعتكم هي أسطورية بين الـ((جافا)) |
Otoban kovalamacaları efsaneviydi. | Open Subtitles | وكانت مساعيه أسطورية. |
La Quica'nın başarıları efsaneviydi. | Open Subtitles | كانت أعمال لاكيكا أسطورية |
Sanatçı ve modeli arasındaki bağ, son derece efsanevidir. | Open Subtitles | العلاقة بين الفنان و عارضته أسطورية |
Mali ve kralı, 1375 Katalan Atlası'na dâhil edilerek neredeyse efsanevi bir makama yükseltildi. | TED | ارتقت مالي وملكها إلى مكانة أسطورية تقريبًا، تعززت بإدراجهما في خرائط كاتالان 1375. |
Ben de... Kızlar geldi. Demek epik değildi. | Open Subtitles | يسأل عن ترميز (بيثون) كيف لا يعمل و أنا كنت... لقدوصلتالفتيات. إذن ، لم تكن أسطورية ؟ |
Bir Peri masalı nasıl birine hitap etmez amına koyayım? | Open Subtitles | كيف يمكن لمدينة أسطورية ألا تكون ما يحبه شخص ما؟ |
Hayatlarının 1912 Mart'ındaki son günleri bugün efsaneleşmiştir. | Open Subtitles | أيامهم الأخيرة ، في مارس 1912 ، الآن أسطورية |