"أسوأ جزء" - Translation from Arabic to Turkish

    • En kötü kısmı
        
    • En kötü tarafı
        
    • en kötü yanı
        
    • En kötüsü de
        
    • en kötü yanın
        
    • kötü kısmının
        
    • kötü kısmı da
        
    • en kötü yeri
        
    • en kötü yanının
        
    En kötü kısmı da nöbetçiler onu bulduğunda o da parçalara ayrılmış. Open Subtitles أسوأ جزء منه، عندما وجدت الحراس له كان مقطعة إلى قطع، أيضا.
    En kötü kısmı da, orada oturup hiçbir şey yapamadan sizi izlemekti. Open Subtitles أسوأ جزء كان يراقب، عدم القدرة على القيام بأي شيء.
    En kötü kısmı ne biliyor musun? Open Subtitles أتعرف ما هو أسوأ جزء متعلّق بهذا المكان ؟
    En kötü tarafı, ona yardımcı olacak bir şey yapamamak. Open Subtitles أسوأ جزء هو عدم التمكن من فعل أى شئ لمساعدتها
    en kötü yanı, davaya bakmak olacak, savcı karşıma Tommy Breene'i getirecek. Open Subtitles أسوأ جزء هو جَعْل قضيتهم أمام الادعاء, فرصة وضعت لتومي براين للوقوف
    En kötüsü de, bu filmi yaptılar ve kitabımdan kalan tek şey ismiydi. Open Subtitles أسوأ جزء أنهم قاموا بعمل الفيلم والشيء الوحيد الذي إرتبط بكتابي هو العنوان
    en kötü yanın sahip olduğun en iyi şey, ve her zaman benim olacak. Jean. Open Subtitles أسوأ جزء منك أفضل شيء عندك وسيكون دائما لي، جان
    Soygunlar partilere benzer, En kötü kısmı temizliğidir. Open Subtitles السرقة مثل الحفلات .. و أسوأ جزء هو التنظيف
    Ergen bir kızın babası olmanın En kötü kısmı ergen bir erkek olduğun zamanları hatırlamaktır. Open Subtitles أسوأ جزء في أن تكون أباً لمراهقة هو تذكر أنك يوما كنت مراهقاً
    İşin En kötü kısmı ise toplantının karikatür gibi geçmesi. Open Subtitles أسوأ جزء في هذا الإجتماع هو حس الفكاهة الفطريّ
    En kötü kısmı da bu gece gerçekten hoşlandığım bir kız buldum. Open Subtitles أسوأ جزء هو أنني إلتقيت الليلة بفتاة أعجبتني حقاً
    En kötü kısmı da, fermuarını kapatmak için başkasından yardım istemen. Open Subtitles أسوأ جزء وبصراحة، هو ان تحتاج لشخص للمساعدة على الطيران
    En kötü kısmı birlikte olduğumuz onca zaman boyunca bana söyleme cesaretin olmadı. Open Subtitles أسوأ جزء هو أنّك لم تستجمع شجاعتك لتصارحني بخُضام كلّ وقت ارتباطنا.
    En kötü tarafı ise, bazı sayılara göz attığımızda, bu oldukça korkutucu. TED أسوأ جزء هو، عندما نلقي نظرة على بعض الأرقام، مرعبة.
    Boğazını kesmek isteyen bir vampir tarafından baş aşağı asılmanın En kötü tarafı bu. Open Subtitles ذلك أسوأ جزء له علاقة بأن مصّاصي الدماء يريدون قتلك
    en kötü yanı, gerçekten, orda oturmak zorundayım incinmiş insanlarla... kötü. Open Subtitles و أسوأ جزء, بصدق أنه على أن أجلس هنا مع أناس, مجروحين..
    Başkan olmanın en kötü yanı bu. Open Subtitles أُقسمُ، ان هذا أسوأ جزء في كونيَ رئيسَ بلدية
    En kötüsü de duramayacagimi sandim. Open Subtitles أسوأ جزء هو أنني إعتقدت أنني لن أتمكّن من التوقّف
    en kötü yanın... yaptığın şeyin abesliğinin farkındasın ama gene de yapmaya devam ediyorsun. Open Subtitles أسوأ جزء عنك، مونتي تدرك عبث ما تفعله وتفعله على أية حال
    Sanırım en kötü kısmının kilo almak olduğunu söylemiştin. Open Subtitles ظننت بأنك قلتي أن زيادة الوزن هو أسوأ جزء
    Ama en kötü yeri sırtı. Open Subtitles لكن أسوأ جزء هو ظهرها
    Hapse girmenin en kötü yanının sana eşlik edenler olacağını düşünmüşümdür hep. Open Subtitles لطالما اعتقدت أن أسوأ جزء في أن تكون مسجوناً ستكون الرفقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more