Evet, eski bir tane var. Kaplan ödülünü kazandığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لدى واحده قديمه,لا أصدق أنى ربحت جائزة كابلان |
Seni bulduğuma inanamıyorum gezegende kalmış tek iyi ve nazik adamı. | Open Subtitles | لا أصدق أنى وجدت الرجل الصالح المحترم الوحيد فى الكوكب |
Biliyorum, ben de bunu yaptığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | أعرف. أنا لا أستطيع أن أصدق أنى فعلت ذلك |
Tanrım, anneliğin en temel görevi gibi bir şeyi başaramadığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | رباه، لا أصدق أنى أفشل فى أبسط مهام الأمومة الأساسية. |
Bunu yaptığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكننى أن أصدق أنى أفعل هذا. |
Bu akşam neredeyse gelmeyeceğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنى قد ربما لا آتى الليلة |
Cafcaflı kot ceket giydiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنى ارتديت سترة فاتحة من الجينز |
Bu çocuklarla eskiden koştuğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنى كنت أجرى مع هؤلاء الاشخاص |
Futbolcularla tekrar konuşmak zorunda kalacağıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنى سأتحدث مع فريق الكرة مجدداً |
Bunu söylediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكننى أن أصدق أنى أقول ذلك. |
Yine aynı noktada olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنى رجعت لنفس الموقف مره أخرى |
İnanamıyorum, ağzımdan kaçırdım. | Open Subtitles | لا أصدق أنى قلت ذلك بصوت عال |
Bunları konuşmana izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | -أنا لا أصدق أنى تركتك تأخذينى داخل هذا |
Allahım inanamıyorum sizi dinlediğime. | Open Subtitles | -أنا لا أصدق أنى سمعت أليكم , يا رجال |
Bunu daha önce görmediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنى لم أرى هذا من قبل |
Buna inanamıyorum. Sadece bir toplantıya gitmene izin verdim... | Open Subtitles | -لا أصدق أنى تركتك تذهبين لاجتماع |
Tamam, bunu söyleyeceğime inanamıyorum, ama... | Open Subtitles | حسناً، لا أصدق أنى أقول هذا ...لكن but... |
Bunu söylediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | - سيرا ) ) -أنا لا أصدق أنى قلت هذا |
Sana burada rastladığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | -لا أصدق أنى رأيتك هنا |